Dün Srebrenitsa, bugün Gazze, yarın Türkiye!

Bugün 11 Temmuz.  Ancak yıl 1995'te kaldı sanki. 1995'te, 8 bin 372 kişinin katledildiği Srebrenitsa’da. 

Yıllarca birlikte yaşadıkları Müslüman Boşnak komşularını, kardeşlerini katleden Sırpların kara leke gününde. Üstelik bu kara leke sadece Sırpların değil,  buna müsaade eden Birleşmiş Milletler ’in de. 

Yıl 1995, Sırplar Boşnak halkını bir günde evlerinden, yurtlarından, hayatlarından etti.  10 bin kişi esir alındı. Aylar süren esaret sonrasında Sırplar, anlaşma gereğince ellerinde esir tuttukları Boşnakları Birleşmiş Milletlere verdi.  Güvenli bölge olarak adlandırılan ve Srebrenitsa’ya nakledilen Boşnak halkı kurtulduğunu sanarken, Hollanda kendilerine korumaları için gönderilen Boşnak halkını Sırplara teslim etti. 8372 kişi bir günde katledildi. Üstelik hala bin kişi kayıp.  Aileler yıllarca eşlerini, evlatlarını aradı. Toplu mezarlara gömülen katledilmiş Boşnak halkının mezar yerleri, yıllar sonra o bölgede görünen mavi kelebekler sayesinde ortaya çıktı. 

29 yıl önce yaşanmış bu acı olay henüz unutulmamışken dünya bugün yeni bir katliama ev sahipliği yapıyor. İşgalci İsrail güçleri tarafından katledilen, toprağın asıl sahibi olan Filistin halkı. 


7 Ekim’den bu yana acımasızca katledilen Gazzeli müslümanları kurtarmak için kimse kınamaktan başka bir şey yapmıyor.

 
Srebrenitsa’da 8 bin 372 kişi, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 40 bini aşkın kişi katledildi. 15 bini çocuk olan şehit sayısı her geçen gün artıyor. Atılan bombalarla evleri hatta çadırları yok olan, yanarak ölen Filistin halkı. Üstelik yaşanan bombardımanlar sonrasında enkaz altında kalan 10 bin kişi henüz çıkarılamadı. 

Srebrenitsa’da toplu mezarlara gömülürken insanlar, Gazze’de sokaklarda parçalanmış vücutları duruyor. Yakınları toplayabildiklerini poşetlere topluyor. 

Alınan esirler türlü işkencelere maruz kalıyor. Hatta canlı canlı iç organları çalınıyor. Rehin alınan engelli bir Gazzeli vatandaşın anestezi yapılmadan kornası katil İsrail tarafından iç organlarıyla birlikte çalındı.
Serbest bırakılan rehineler akıl sağlığını kaybetmiş durumda.  Dillerinden sadece “Orada işkenceler tahmin edilecek düzeyde değil. Kimse böylesi bir işkenceyi hayal dahi edemez. Kötü, çok kötü…” diyebiliyorlar. 

Boylarından büyük bombalarla katledilen bebek ve çocuklar varken dünyaya sadece seyrediyor.

Dün Srebrenitsa, bugün Gazze, yarın Türkiye! Ama bunu kimse idrak edemiyor. 

Destek olan, sessiz kalan, taraf belirtmeyen herkes bu suça ortaktır. 
Zulme karşı dur, zalim olma!