Kırşehir’in Türkmen abdalı Büyük Usta Yorulup Gideli on iki yıl oldu.

Kırşehir denince akla gelen Neşet Ertaş geliyor.
Yine ölüm yıldönümünde ülke genelde ve ilimiz Kırşehir’de anıldı.
Cacabey meydanında türküleri çığırıldı.
Dışarıda gelenle ustanın eserlerini seslendirdiler.
Yıllardı ustanın bestelerinde kimle para kazanıp meşhur olup saygın olmadı ki.
Her yıl olduğu gibi yerli abdalar yoktu.
Atalarında aldıkları sazı abdal geleneğin devamı ustalarımıza ne zaman sahip çıkacağız.
Anadolu’nun Türkmen geleninin yaşatan bu insanlara sahip çıkacak bu ilin seçilmişleri değil mi?
Kırşehir neden kendi değerlerine sahip çıkmıyor dersiniz.
Bakın usta ozan ölmeden önce ne diyorlardı yağmurlunun abdalı küçük gördükleri ustayı ölünce sahip çıktılar.
Ölmeden önce eşeğiyle gezen aç, açık yatan, açmısın diye soranı olmayan Muharrem ustanın heykelini dikseniz ne olur dikmeseniz ne olur ölmeden yaşarken değerlendirilmeliler.
Yaşayan abdallara sahip çıkmalıyız.
Dünya markası büyük usta Neşet Ertaş yaşarken şehrinde uzaklarda memleket hasretiyle yandı tutuştu.
Ben ölürsem ana vatanım babamın yanı koyun demişti.
Büyük usta bakın ne demişti.
"Azımı çoğa sayın."
"Saygısızlık Olmasın, Ceketimi Çıkartabilir miyim?" diyen özü, sözü insan olan Anadolu Ozanı, Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş andık.
Büyük ozanın o kadar çok anlatılacak sözleri var ki ciltleri doldurur.
Hayatı boyunca fakirin, fukaranın, yetimin babası büyük olmuş ozan.
Cebinde destelerce parayla uyumamış bir halk aşığı.
İnsana değer veren insanı saygı, sevgi, muhabbet duyan ozan.
 Neşet Ertaş'ın ritimcisi anlatıyor.
"Ev alacaktım.
O zamanın parası yirmi bin lira eksik.
Neşet Baba duyunca Sen bana sonra verirsin" diyerek eksik kalan parayı verdi.
Bir zaman sonra borcumu ödeyeyim diye yanına vardım.
'Koy parayı cebine yeğenim.
Sana şimdi eşya da lazımdır.
Şu beş bini de al, evinin eksiklerini alırsın.
' Allah razı olsun Neşet Baba'dan.
Sayesinde ev sahibi oldum.
Hala onun parasıyla aldığım koltukta oturuyoruz çoluk çocuk."
Şimdi anladınız mı, Neşet Ertaş’ı büyük ozan yapan bir ulusun türkülerini yapanlar yasalarını yapanlardan neden daha güçlüdür.
İnsan gönlü hoş etmek, yasa yapmaktan daha zordur ya o yüzden belki.
"Çekmediğimiz derdin türküsünü yakmayız kızım" demiş Neşet usta
" Yalan Dünya " ortak derdimiz.
"İNSAN" olmak lazım Cancağızım İnsan”
Büyük ozanın kalbi sevgisi yüreği insandı..
Neşet Ertaş'ın sürdürdüğü gelenek devam etmelidir.
Sadece konservatuvarlar, müzik eğitimi verilen akademik kuruluşların çalışması yetmez.
Yerel yönetimler ve tüm Türkmen dernekleri halk kültürü ve halk müziği konusunda çalışmalıdır.
Her çocuğa bir saz kampanyası ile halk müziği ve ülkemizin kültürüne büyük katkı yapacaktır.
Şirin Kırşehir bunun memba atalarında gelen kültürü türküyü çığırsa abdal çığırır sözü ne kadar güzel değil mi?
Sazı herkes çalar ama Neşet usta farklı çalar sözü konuşulur.
Bugün abdal kültürünün öncüsü Kırşehir olmalı derim.