Nihayet Meclis 30 Mayıs 1915’te  Tehcir Kanunu kabul edilir. Ermeniler bu kanundan hep Talat Paşa’yı sorumlu tutacaklardır. Talat Paşa o dönemde  dahiliye Nazırıdır.  Aslında Tehcir Kanunu bütün Ermenileri ihtiva etmiyordu. Hasta ve amalar,  Katolik ve Protestan mezhebinde olanlar, askerler ve aileleri, memurlar,tüccarlar, ve bazı amele ve ustalar  bu kanun kapsamı dışındadır. Yetim çocuklar ve dul kadınlar da  sevk edilmeyerek  yetimhanelere ve bulundukları  yerlerdeki  köylere yerleştirmişlerdir.

                Talat Paşa  , Almanya’ya sığındığı günlerde , öldürülmesinden kısa  bir süre önce ,bir İngiliz yazarıyla yaptığı mülakatta: “…Hiçbir  millet   savaşa girip arkadan hançerlendiğinde  buna razı gösterebilir mi?... Kafkasya’ya sürülmüş  bütün Ermeniler geri dönseler bile ,  genellikle  Ermeni olmayan nüfusun ancak  ufak bir azınlığını meydana getirebileceklerdi? diyecektir.

                 Said Halim Paşa  3 Şubat 1917’de Sadrazamlıktan istifa eder Padişah V.Mehmet Reşat,  4 Şubat 1917 tarihli hattı hümayun ile  kendisine vezirlik rütbesi verilerek Talat Paşa’yı sadrazamlığa getirir.

                3 Mart 1918 tarihinde  Brest- Litovsk  Barış anlaşması imzalanır. Bu anlaşmanın Osmanlı Devleti için önemi  yalnız Rus işgali altındaki  sahanın kurtarılması değil 1877-1878’de elden giden  Elviye-i Selase yani  Kars ,Ardahan ve Batum yeniden anavatan topraklarına katılır.

              Talat Paşa Yakup Cemil ve arkadaşlarının  bir hükümet darbesi içinde  olduklarının ortaya çıkması  üzerine  soruşturmanın derinleştirilmesini Kara Kemal’den ister. Talat  Paşa, bu görüşmede  Kara Kemal’e  Makyevel’in  bir sözünü hatırlatarak  şöyle  der:” Her suikast veya hükümeti  devirme teşebbüsü bir iktidar için  hasımlarını temizlemenin ilk şartı  ve mükemmel bahanesidir. O halde  Yakup Cemil , Sapancalı Hakkı,  Hüsrev Sami, Yenibahçeli Nail Beylerin, bütün bunların ekarte edilmesi için bundan ulvi bir fırsat olamaz.”

               Nitekim Yakup Cemil’in yargılandığı dava sürerken  Almanya’ya giden Enver Paşa,  maiyetindeki yetkililerden, Yakup Cemil Hakkındaki hüküm ne olursa olsun kendisi dönene kadar  infazın ertelenmesini ister. Ancak Enver Paşa dönmeden Yakup Cemil hakkındaki hüküm  infaz edilecektir.

                Savaşın sonu gelmiştir. Talat Paşa saraya gider ve  Vahidettin ile görüşür. Bu görüşmeden sonra istifaya karar verir. Talat Paşa’nın yeni hükümet kuruluncaya kadar görevde kalmasına karar verilir. Talat Paşa yeni hükümette  en az iki ittihatçı bakanın, özellikle  Cavid beyin mutlaka bulunmasını istiyordu. İstifası sırasında bu durumu Padişaha şart koşmuş  padişah da kabul etmişti. Ahmet İzzet Paşa kabine kurmaya uğraşıyordu.  Talat Paşa’ya Rauf Orbay’ı göndererek  Maliye Nezareti için Ziya bey isminde birini düşündüğünü  ve bu konudaki fikrini soruyordu. Talat Paşa’da Rauf Orbay  vasıtası ile şu mesajı göndermişti: “ Tevfik paşa’nın kabine  teşkiline çalıştığını biliyordum ve bir an evvel muvaffak olmasını bekleyerek müşkül anlar  geçiriyordum. Biz memleketi ecnebi müdahalesinden , Rus tahakkümünden  ve istila ve izmihlalden  korumak azim ve ümidiyle- Rusya’ya muhalif olan –Almanya ve Avusturya-Macaristan zümresinde harbe girdik, muvaffak olamadık.Bu tarz-ı hareketimiz ve  harp müddetince vuku bulan bazı idaresizlikler, yolsuzluklar ve ihtikar dolayısıyla  mesul görülmemiz tabiidir ve  kanunun emrettiği muameleye tabi olduğumuz da şüphesizdir. Mesuliyetimiz tahakkuk ederse, derecesine göre elbette ceza göreceğiz.Uzun müddet iktidarda bulunduk. Dost ve bir çok da düşman edindik. Fakat mağlubiyetimizin doğurduğu vaziyet ve fırsatın düşmanlarımızın  istifadeye kalkıp namusumuzla oynamalarına  asla razı olmayacağımızı takdir edersiniz. İzzet Paşa’nın sadaret geçmişini bu bakımdan da muvafık görür, memnun ve müsterih olurum.Ona zorluk çıkarmak şöyle dursun, faydalı olabileceğimiz her  hususta müzaheret etmeyi de borç bilirim.