19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. Yıldönümünü ilimiz stadında coşku ile kutladık.
35 yıl öğretmenlik yapmış emekli bir bayan öğretmen, program bitiminde Vali ve Milli Eğitim Müdürü’ne böyle çoşkulu bir bayram kutlaması düzenlemelerinden dolayı teşekkür ettiğini ve bunun her milli bayramlarda aynen bu şekilde çoşku ile kutlanmasını söylediğini ifade etmiştir.
Bu anlamlı girişten sonra, 19 Mayıs 2024 tarihi Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 105’nci yıldönümü Yeniçağ Gazetesi’nin Atatürk’ün “Bu millet esir yaşamaktansa, mahvolsun daha iyidir. Öyleyse ya istiklal ya ölüm” özdeğişi ile Nisan ayının son haftasında yazmaya başladığım yazı dizimize devam edelim. Bu ve buna benzer tarihi olayları yazmamın amacı, gerçekten yaşanmış bu değerlerin unutulmaması ve tekrar hatırlanmasıdır.
Daha önceki yazımızda İHANETİN KRONOLOJİSİ’nin tarihsel sıralamasını vermiştik. Bu yazı dizimizi bitirirken Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin kuruluşunun Onuncu Yılı dolayısıyla vermiş olduğu ‘Onuncu Yıl Nutkunu’ bir kez daha hatırlatmakta fayda var.
“Türk Milleti! Kurtuluş Savaşı’na başladığımız 15’nci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!
Bu anda büyük Türk Ulusunun bir bireyi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve çoşkusu içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki başarıyı, Türk Milletinin ve değerli ordusunun bir beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunluluğunda ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız. Ulusumuzu en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. Ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşeici görüşüne göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmektedir. Geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. Bunda da başarılı olacağımıza kuşkum yoktur. Çünkü Türk Milletinin karakteri yüksektir. Türk Milleti çalışkandır. Türk Milleti zekidir. Çünkü Türk Milleti, ulusal birlik ve beraberlikle güçleri yenmesini bilmiştir. Çünkü Türk Ulusunun yürütmekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müsbet ilimdir.
Şunu önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milletinin tarihsel bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki Ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusuna ara vermeden ve her türlü araç ve önlemlerle beslenerek geliştirmek ulusal ülkümüzdür. Türk Milletine çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda kendine düşen uygarca vazifeyi yapmakta başarılı kılacaktır.
Büyük Türk Milleti!
On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde başarı vadeden çok sözlerimi işittin. Mutluyum ki, bu sözlerimin, hiçbirinde, ulusumun, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki ulusak ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte ola Türk Milletinin büyük ulus olduğunu bütün uygar dünya az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Hiçbir an kuşkum yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar yeteneği bundan sonraki gelişmesi ile, geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Milleti!
Sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus, bayramını daha büyük onurla, mutluluklarla, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türk’üm diyene…”