O, soğuk savaş döneminin bir Türk Casusuydu. Kırşehir’li olması hasebiyle bu köşede yer verilmesi gereken birisiydi.
Bir ajanın Türkiye, Lübnan, Almanya, Afrika ve ABD’de geçen yaşamı…
MİT, BND, STASİ,KGB, CIA gibi istihbarat teşkilatlarıyla iç içe geçen yıllar.
Castro,Putin,Wolf gibi dünyaca ünlü isimlerin takdir ve beğenisini kazanmış birisiydi. Bu kişi Kırşehir’li Hüseyin YILDIRIM’dı.
Gazeteci Aydın ULUN, Soğuk Savaş döneminin deşifre olmuş tek Türk Ajanı Hüseyin YILDIRIM’IN inanılmaz hayat öyküsünün izini sürer. Onunla röportaj yapar ve hayat öyküsünü “KOD ADI: BLİTZ, SOĞUK SAVAŞTA BİR TÜK CASUS “ ismiyle kitap haline getirir. Yazar şöyle diyordu: “ Kırşehir’in bir köyünden çıkıp da Soğuk Savaş’ın casusluk tarihine damgasını vurmuş ve bu özelliğiyle de bir ilki yaşatmış olan Ajan Hüseyin YIDIRIM’ın hayat hikayesini olabildiğince anlatmaya çalıştım. Zira bu ilginç kişiliğin bölük pörçük gazete ve TV röportajlarının ardından eriyip gitmesi doğru olmazdı.”
Kitabı okuduğumda çok etkilendim. O kadar akıcı bir yaşam öyküsü ki bir çırpıda, birkaç saatte kitabı okudum. Kırşehir’li hemşerimizin bu öyküsünü şehrimiz insanların da yeterince bilmesi gerektiğini düşündüm.
Hüseyin YILDIRIM, dünyayı titreten Soğuk Savaş yıllarının bilinen tek Türk casusu… Üstelikte ikili oynayan bir ajan.
ABD ajanı olarak yerleştirildiği Berlin’deki ABD Askeri İstihbaratı’nda asıl görevi, Doğu Alman İstihbaratı’na (STASI) ve Sovyet Gizli Servisi’ne (KGB) çalışmak. En tehlikeli görevleri üstlenmiş gözü pek bir casustur.
Hüseyin YILDIRIM , 1928 yılında Kırşehir’in Kaman ilçesinde dünyaya gelir. 1940’lı yıllarda Merzifon’da askeri okula girer.1945 yılında Tank gedikli erbaş olarak okuldan mezun olur.Zırhlı birliklerde haber alma subayı olarak çalışır. Askeri istihbarat için açılan kurslara çağrılır. O zamanlar başçavuş rütbesindedir. 10 yıllık mecburi hizmeti vardır. Amerika’nın o yıllarda Türkiye’ye vereceği tanklarla ilgili eğitim almak için Nürnberg’de o zamanki Yedinci Amerikan Ordusu’nun eğitim merkezine gönderilir. Tarihler 1952’yi göstermektedir.Tanklar ve Askeri İstihbarat konusunda eğitim alır.Kurslara katılanlara sertifika verilir.On kişi arasında iki kişi, üstün başarı ödülünü alır. Birisi de Hüseyin YILDIRIM’dır.
Askerlik sonrası eşinin dayısının tavsiyesi ile İstanbul Taksim’de Ermeni bir ustanın işlettiği “Ankara Garajı” isimli oto tamirhanesinde ortak olarak işe başlar. Ermeni ustanın yaşlılığından dolayı bir müddet sonra yönetimi ele alır. 1960 yılında darbe olduğunda Beyrut’tadır Hüseyin YILDIRIM. Beyrut’ta Ermenilerle teması olur. Onlarla bir olur Türkiye aleyhine atıp tutar. Tabi, amacı başkadır.Lübnan’da ne işi olduğu sorusuna ise cevap vermek istemez. Es geçer. Kontağının dönemin dışişleri bakanı Fatin Rüştü ZORLU olduğunu söyler.
Sonra İstanbul’a tamirhaneye döner. Tamirhaneye Alman bir çift gelir.Hüseyin YILDIRIM arabalarını tamir eder. Çift çok memnun kalır.Çok iyi usta olduğunu Almanya’da çok iyi para kazanabileceğini ve kendisine iş bakacağını söyler. Alman çift sözünde durur ve bir hafta sonra davetiye gelir. Hem de Bosch firmasında, saati 6.75 marktan. Almanya’ya gider. Bir süre sonra eşi ve çocuklarını da yanına getirtir.