Herkes yakınıyor değil mi?
Neden mi?
Bu hayatta iyi insanın azlığından.
Düzgün yaşayan, dik duran, mert, onuru, şerefi, haysiyeti için yaşayan adamların azlığından…
Hep söylüyoruz “dürüst düşman sinsi dosttan iyidir” diye.
Bu durumun gerçekliğini her dönem ve her kesim de görmek mümkün…
İnsan kim ve ne olduğunu çok iyi bilmeli, nerde ve nasıl durması gerektiğini de.
Tıpkı kimden ve neyden tarafı olup, kime de ne için karşı olduğunu bilmesi gerektiği gibi.
Baktığınız da sizin dostunuz, can yoldaşınız gibi görünen, esasında bu durumla hiçbir alakası olmayan çapsız insanlardır bunlar.
Acı tecrübeler edindik ikiyüzlü sahtekâr, çapsız, fütursuz, kendini bilmez, zavallılardan…
Niye dik duramaz bu insanlar?
Mayaları bozuktur da ondan…
Bu tarz olanlar ağızlarından salyayı, ellerinden de oltayı hiçbir zaman bırakmazlar.
Bir bardak çay için akşama kadar sana yalakalık yapıp, bir yemeğe tüm geçmişini satarlar…
Senin yanına gelir senden olur ötekinin yanına gider ondan olur işleri kıvırmaktır bunların.
Sağcının yanında sağcı, solcunun yanında solcu, dindarın yanında ondan daha dindar olurlar, öyle ki gösteriş için namaza bile dururlar.
Yeri geldiğinde içki masasında ondan daha iyi içenini bulamazsın. Düşmanlarınızla dost, dostlarınızla düşmandırlar aslında, ama siz bunu anlayamazsınız.
Karakteri olmadığı gibi kişiliği de yoktur bunların.
Konuştuklarından çok yaptıkları ele verir onları.
Ne kadar çabuk anlar ve tanırsanız bu tipleri o kadar az zarar görmüş olursunuz. Çünkü yüzüne bakıp arkandan iş çeviren tam bir fırıldak tiplerdir bunlar.
Erkeğin adam gibi bir duruşu olur, olmalı da!
Yalpa yapmayıp her zaman ve zeminde dimdik duran.
Adamlığından kişiliğinden hiç ödün vermeyen, "Şeref, namus, onur, gurur adam” sözlerine uygun savranan…
Olmuyor maalesef ki olamıyorlar…
Ama insan zamanla alışıyor.
Neye mi?
Üç kuruşluk hayat için fırıldak olanlara,
Mert bildiklerinizin namert çıkmalarına,
Namuslu görünüp namussuz çıkanlara,
Deli kanlı ayağına yatıp dansözleşenlere
…
Siz çıkartmadan onlar defolup gitsinler hayatınızdan.
Çünkü üç günlük dünya için değmez bu insanlarla birlikte olmaya…
Bir fıkra ile bitirelim:
Temel’i ameliyat edeceklermiş.
Herkes maskelerini takıp hazırlıklara başlamış.
Daha narkozun etkisinde olan ve henüz bayılmayan Temel atılmış:
Boşuna maske takmayun daa, sizi tanıyorum.
Sevgi ile kalın…
Battal ÇELİK