ALTIN, SİYANÜR, SU… 2
Asker ve sivillerin şehit edilmesi karşısında susan, şiddet karşısında kılını kıpırdatmayan, en son Tunceli'de iki çocuğun PKK mayınlarıyla katledilmesini görmezlikten gelen HDP, Bodrum başta olmak üzere Ege’de çıkan yangınların arkasında PKK’nın olduğu bilinen gerçekler iken bunları da görmezden gelen HDP şimdi kalkmış Kaz Dağları'nda kesilen ağaçlar için gözyaşı döküyor. Bu timsah gözyaşlarına kim inanır?
Üstelik maden işletme alanı Kaz Dağlarında olmayıp bu dağlara 40 km uzaklıktaki bir alan. Bu alanda ruhsat iznini veren Belediye Kim?
“ Bergama Usulü Dış Güdümlü – Bilgisiz Siyasal Çevrecilik” Evet aynen böyle diyor rahmetli NECİP HAPLEMİTOĞLU “ALMAN VAKIFLARI VE BERGAMA DOSYASI “ isimli kitabında ve devam ediyor. Şimdi gerisini yazardan aktaralım:
Bergama’daki “Çevrecilik Hareketi’nin temel amacı, Sadece Bergama’da değil, tüm Türkiye’de altın Üretimine engel olmaktır.
Almanya’nın resmi çevre politikası, “temiz çevre”, “sağlıklı yaşam”, “beslenme hakkı” gibi evrensel nitelikli değerlere koşulsuz sahip çıkan çevreci örgütler yerine; bu değerlere sahip çıkıyor görünen ama devletten finanse edildiği için de devletin talimatı dışında hareket yeteneği olmayan çevreci örgütleri öngörmektedir. FIAN, bu güdümlü ama NGO( Non-Governental Organizations: Yani hükümet dışı Sivil Toplum kuruluşları) görünümlü devlet kuruluşlarından sadece biridir.
Almanya Altın üretimi yapmayan üstelik Altın üreten şirketi de bulunmayan nadir gelişmiş ülkelerden birisidir. Sahip olduğu altın stokları nedeni ile dünya altın ticaretinin yaklaşık yarısını elinde tutan ve bu işten önemli gelir elde eden Almanya, yine altın üzerinden dolaylı bir gelir kaynağına da sahiptir. Siyanür Üretimi!.
Siyanür , günlük hayatta sürekli karşılaştığımız karbon ve azotun basit bileşiğidir.
Keza Türkiye’de Eurogold firmasını hedef haline getiren Almanya, aynı firmanın Gana,Şili, Brezilya,Yeni Zelanda,Avustralya,Fransa, ABD, Kanada gibi ülkelerdeki yatırımlarına ve hatta Yunanistan’ın Kuzeydoğusunda Türkiye sınırına yakın Perama altın madenine hiç ses çıkarmamaktadır.
Bergama’daki salt altın karşıtı çevreciler, Eti Holding’e ait Kütahya-Gümüşköy madeninde siyanürleme yöntemiyle gümüş üretildiğini ve hiçbir çevre sorunuyla karşılaşılmadığını bilmektedirler ama köylülere kesinlikle anlatmamaktadırlar.
Doğubilimci Tamer Bacınoğlu’nun deyimiyle: “Anadolu’nun “Aryen” yurdu olduğunu belgeleyecek kazılara devam. Döviz sağlayacak madenciliğe, toprağın “Aryen “ katmanlarını ıslatacak barajlara hayır!..”. İşte Ilısu Barajı, Birecik Barajı ve GAP kapsamındaki diğer barajlara karşı artık kanıksadığımız Alman tepkisi ve girişimlerinin altında yatan- salt PKK desteği dışındaki –nedenler!..
Haziran 1997’nin ilk haftasında Bergama’yı “denetleyen” Alman Yeşiller Partisinin Hassen Örgütü sözcülerinden Bfv bağlantılı Milletvekili Reimer Hamman şu cümleleri söylemiştir: “Bugün Almanya’da 90.000 ton altın stoku bulunuyor. Bunun yanında 17 yıldır da altın fiyatları sürekli düşüyor. Her ülkenin haddinden fazla altın stoku var. Dünya piyasasında altın tükense, Almanya’nın altını yeter.Degussa firması aynı zamanda altın ticareti yapan firmadır. Siyanür pazarı da bunların elinde. Yani reel anlamda altın fiyatı düştükçe , madenlerin işletilmesine de gerek yok.”
MTAE’nün( Maden tetkik Arama Enstitüsü) verilerine göre yeraltında çıkarılmayı bekleyen tahmini altın potansiyelimizin 6.500 ton civarında olduğu hesaplanmıştır.
Almanya’nın sadece Türkiye’ye altın satışından elde ettiği para miktarı İKİ MİLYAR DOLAR’a yaklaşmaktadır. Bu, Almanya için bile küçümsenemeyecek, vazgeçilemeyecek bir rakamdır.”Bergama Dosyası’nın özü, bu parasal gerçeklere dayanmaktadır.