Bugüne kadar, imkânı olmasına rağmen şehri için hiçbir yararlı hizmet yapmamış, sadece laf üreterek Kırşehirli geçinen kişilerden bu şehre hayır gelmeyeceğini anlamalıyız.

İline hizmet yapmak için uğraşanları da kıskanmakta başka işleri yok.
Teşekkür etmek bir yana gölge etmeseler yeterli.
Kendileri yapmadıkları gibi yapacaklara da engel olmaktalar.
Bir ilin kalkınmasında büyümesinde en önemli faktör iline sahip çıkanların olması.
Sahip olmak lafla Kırşehirli olmak değil.
Kırşehir’in gelişmesinde yatırmalarında emeği olmalı.
Ankara’da yaşayıp Kırşehir sevdalısı Ercan Malkoç ben Şehrime yatırım yapmakla mutlu oluyorum diyor.
Yanında kimseyi göremiyor.
Kırşehir sevdası yatırımla, gayretle, emekle çalışmakla oluyor.
Kırşehir Anadolu’nun göbeği, Edirne’ye yakınlığı neyse, Kars iline de yakınlığı aynı.
Samsun’a yakınlığı, mesafesi Mersine limanına da de aynı.
Bunun için neden cazibe şehri olamıyoruz.
Bunu bu şehrin sevdalısıyım diyenlere sormalı.
Sevdalısı olanlar aslında bu kadar olsun bizim olsun diyenler.
Kırşehir benim olsun diyenlerde kurtulmada ne kalkınır nede marka şehir olur.
Şöyle bir araştıralım, kentimizde Kırşehirli olmakla övünüp şehirde istihdam sağlayan, iş imkânı yaratan, sermayesini bu yönde kullananları sayısı bir elin parmakları kadar olmaz.
Kırşehir’in ticaretini çevre ilçelerde ve köylerde gelenler yapmakta.
Kırşehir çok sevdiğini söyleyenler neden bu ile yatırım yapmaz.
Yatırım yapan yatırımcıya teşekkür etmez.
Seçilmişler Ankara’da arada bir şehre selam verirse.
Seçilmiş başkan benim işim yatırım ve yatımcı aramak değil belediye sorunları derse.
Seçilmiş oda başkanları kendiişlerinin gelişmesi için çalışırlarsa.
Hasetlerin hasetlendiğin zirvede olduğu bir ilde hangi gelişmeden bahsede biliriz.
Sadece ben bu kentliyim burada doğdum bu bana yeter demekle olmuyor.
Anadolu’nun daha önceki yıllarda Kırşehir’in çok gerisinde olan il ve ilçeler gelişmişlikte bizi bugün kat kat geçti.
Bunu nedenlerini hiç sorgulamıyoruz, sorgulayanlara da değer vermiyoruz.
Eğer Ahi Evran Üniversitesi ve PETLAS lastik fabrikası olmasın Kırşehir sıradan bir kasabaya dönecek.
Bunu ifade etmekle kara mizah yapmak amacında değilim. Anadolu’nun kasaba seviyesindeki illerinin  bizi geride bıraktığını gördükçe üzülmemek elde değil.
Kırşehir’in Ankara’ya, İstanbul’a, İzmir’e, Gaziantep’e yakınlığı avantajlarına sığınarak kalkınma sağlanamıyor.
Sağlanamadığı da ortada.
Gazete arşivlerini karıştırıyorum siyasilerimizin ve meslek kuruluşlarımızın temsilcilerinin yıllardır, Kırşehir’in kalkınması için sundukları reçeteye rastlamadım. 
Bu güzelliklere bir katkı da sen yap ortak çaba gösterelim dendiğinde ortada kimseyi bulamazsınız bulsanıza size destek değil köstek olanları görmektesiniz.
Ercan Malkoç Gerçekten haklıymış.
Her ne hikmetse ilimizin menfaati konusunda hangi siyasi görüşte olursa olsun bir araya gelip sorunu çözmeyi beceremiyoruz.
Bir de bu kente başka illerden gelip yatırım yapanları yaftalamak isteyenler onlara çamur atanlar var.
Bu Kırşehir’e yapılacak en büyük kötülüktür.
Bu görüşte olup, sadece laf üreterek Kırşehirli geçinenlerin yanında bu kente yurdun herhangi bir ilinden gelip iş imkânı sağlayanlar aslında bin kat daha Kırşehirlidir.