Neden böyle bir başlık attık?

Yazılarımızı takip eden kıymetli bir dostum “son iki yazında yalakalık ve ikiyüzlü insanlarla ilgili yazı yazmıştın birde bunların karşısında olan omurgalı insanlar ile ilgili bir şeyler yaz” dedi bende haklı buldum kendisini.
Bu yazımızda omurgalı ve dik duruş sergileyen ancak hiçbir kesim tarafından sevilip sayılmayan ve en kötüsü de hiçbir kesimce değer görmeyen azda olsa bir insan kitlesi var ona değinelim istedik.
Yaşantıları boyunca hep dik durmuş, iyiye iyi kötüye kötü, doğruya doğru yanlışa yanlış demiş bu insanlar hiçbir yerde hiçbir zaman iyi bir yer bulamamışlardır.
Aslın da bu insanların böyle yerlerde yer alma gibi bir istekleri de yok aslında.
Ne siyasette ne diğer kurum ve kuruluşlarda hiçbir görev verilmediği gibi görev istenilmesi de öyle veya böyle engellenmiştir.
Bakıyoruz siyasi partilerin en üstünden en altına kadar, ne kadar liyakatsiz ne kadar vasıfsız hatta ne kadar omurgasız kişiler var ise maşallah koltuklara sarılmış bırakmıyorlar. (mutlaka aralarında iyiler var ama çok az bunlar)
Sende bir oluşum içine girmeye kalksan hemen önüne bir sürü gayri ahlaki şeyler koyuyorlar.
Dolayısı ile bu omurgalı ve dik duran insanları hiçbir işin başına getirmiyorlar.
İstisnalar var mıdır evet vardır ama devede tüydür ancak.
Bunu derken de a partisi veya b partisi diye söylemiyorum genel anlamda tüm kesimde durum böyle.
Peki, neden bu böyle? 
Cevap; bu tür insanlar işlerini o makamlarda ve koltuklarda rahat yürütebilsin diye.
Çünkü  bu işleri yapan kişiler “ sorgulayan eleştiren uyaran ve itiraz eden” insanları asla sevmezler.
Başlarına bela da almak istemezler. Ye kürküm ye misali davranan ya da padişahım çok yaşa diyen insanları etraflarında görmek isterler.
“Gururlanma padişahım senden büyük Allah var” diyenleri asla sevmezler.
Belki de bu kişiler “ölümsüzlük iksirini “bulmuşlardır ki ölmeyeceklermiş gibi çok rahat hareket edebiliyorlar.
Böylelikle yaptıkları her işte kendilerince kazançlı çıkarlar.
Bu tür kişilerden aslında herkes rahatsız ama iş ciddiyete geldiğinde kimse kendi üzerine düşeni yapmaz yapamaz.
Böyle olunca da bu rahatsızlıklar devam edip gidecektir.
Omurgalı dik duruş sergileyen kaliteli insanları görmek için çok uzağa gitmeye gerek yok; bakın sağınıza solunuza bu insanlardan çok az var. 
Çünkü etraf ikiyüzlü ve yalaka insanlar ile dolu.
Vefasızlık ve duyarsızlığın diz boyu olduğu günümüzde kendi öz memleketinde eziyet görüp ziyan olan birçok insana şahidim.
Yüzüne gülüp arkasından iş çeviren akıl almaz fırıldaklıkların çevrildiği bir ortam ile karşı karşıyayız.
Doğru dürüst olan, merdivenin başında ayrı, ortasında ayrı, sonunda ayrı konuşmayan namuslu insanlar çok az kaldı etrafımızda.
Ne acıdır ki hiçbir siyasetçi kendi öz değerlerine sahip çıkmıyor çıkamıyor maalesef.
Sonra da şehirde işler neden iyi gitmiyor diye dert yanıyorlar.
Senin cenazende ağlayan, düğününde oynayan, başarınla mutlu olan memleket sevdalısı insanlara sahip çıkmamakta bir omurgasızlıktır.
Aslında bu geçici olan hayatta kalıcı işler yapmak o kadar kolay ve ucuz ki…
Nedense çoğu insan zıtlarını yapıyor bunların…
Umuyor ve diliyorum ki, Omurgalı, dik duruşlu, hiçbir konuda hiçbir beklentisi olamayan insanlar iş başına gelir.
Gelsinler ki Şehrimiz de Ülkemiz de kalkınsın ve güçlensin…
Sevgi ile kalın…