Çağımız, insanlık tarihinin en zalim dönemini yaşıyor.
Dünyamız o kadar çok zengin ki, fakat doyumsuz devletlerin ve zalim yöneticilerin yüzünde, dünya her gün fakirleşiyor insanlar köleleşiyor, mazlumlar ölüyor.
Kapitalizm bir yanda inanılmaz bir zenginlik üretirken, diğer yanda ise ölümcül bir fakirlik üretiyor.
Bugün insanlığın karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden biri açlık...
Birçok dünya ülkelerinde yoksulluğun gittikçe arttığı, insanların açlıktan öldüğünü seyrediyoruz.
İç savaşlarda kaçan mazlumlar sığınacak ülke arıyor, kimileri gelirken yolarda denizlerde ölüyor, kurtulanlarda zengin batılılara gönüllü köle oluyor.
Ne garip değil mi?
Dünyamızın sahibi o kadar cömert ki, kullarına bol nimetler veriyor, ala bildiğince rızklar dağıtıyor.
Kulları ise açlıktan ölüyor.
Çünkü dünyayı doymayan zalim aç kurtlar yönetiyor.
Kurtların kuzulara çoban seçildiği bir dünyada yaşıyoruz.
Emperyalist kurtlar kanla besleniyor, doymak nedir bilmiyor, mazlumlar açlıktan ölüyor.
Ülkeler bilinçli olarak boşaltılıyor, Türkiye göç alan ülke oldu, milyonlarca mülteciyi barındırıyor.
Büyük şehirlerde binlerce mülteci yaşamakta.
Paylaşımı seven bir toplumuz, mazlumun yanında, garibanı soframızda ağırlıyoruz.
Paylaşınca ne güzel oluyor, açıkta kalınmıyor, karınlar ise doyuyor.
Müslüman vicdan sahibi, batı cüzdan sahibi, aramızda ki fark bu, birisinde vicdan önde diğerinde cüzdan önde...
Cüzdanı önde tutan sömürü devletleri işin kolayını bulmuşlar önce Müslümanları kendi aralarında kavgaya tutuşturuyorlar, sonrada topraklarını işgal edip gönüllü köle yapıyorlar.
Emperyalist sömürü devletlerinin iç yüzü bu.
Toprakları işgal edilen, yaşama zorluğu çeken insanlar, daha güzel bir hayat uğruna ülkeleri terek ediyorlar.
Avrupa’ya geçmek isteyen binlerce mazlumlar ya denizlerde boğuluyor ya karada öldürülüyor.
Çünkü sömürü devletleri açlık korkusuyla mülteci kabul etmiyor.
İnsanlar arasında vahyin ve adaletin kaldırıldığı zalimlerin iktidar olduğu bir dünyadayız.
İşte bu dünya bizim dünyamız.
Zalimlerin iktidar olduğu, mazlumların köle olduğu, Müslümanların söz sahibi olmadığı bir dünyada açlık sınırı gün geçtikçe artmakta?
İş bulmayan mazlum insanlar çaresizlik içinde köle muamelesi görüyor.
Sömürü devletlerinin modern kölesi oluyorlar.
Emeğinin hakkını değil sanki dilenci konumuna düşüyorlar.
Çalıştığının, emeğinin hakkını tam alamayan, asgari ücretli köle sayısı her geçen gün artıyor.
Milyarlarca insanı yoksulluğa, hastalığa ve açlığa mahkûm eden emperyalist sistemler dünyada çökmede insanlığa huzur yok.
Tek çözüm kapitalist, faiz düzenlerin yıkılması...
Yeniden adaletin, ahlakın, paylaşımın, kardeşliğin olduğu bir dünya kurulması...
Köleleştirilmiş bir lokma ekmeğe muhtaç edilmiş, insanlara yeniden insanlık ruhunu verilmeli.
Dünyada kapitalist köle düzenleri yıkılmada, İslam düzeni kurulmada insanlığa huzur yok.