Kırşehirlilerin beklediği hızlı tren yine selamsız geçti.

Kayseri, Nevşehir, Aksaray, Konya, Antalya hızlı tren hattı için alt yapı çalışmaları tamamlanmış.
Peki, bu hattın üzerinde neden Kırşehir yok dersiniz?
Türkiye’nin birçok şehri hızlı trene kavuşurken, neden Kırşehir bir kenara itiliyor?
Bunun nedenini sorumlulara kim soracak?
Dışardan kimse gelmeyecek bu şehrin yaşayanları soracak.
Ahi şehri Kırşehir’de ortak akıl yok.
Gönül şehrinde birlik ve beraberlik yok.
Anadolu’nun bozkırında ortak derdi paylaşan yok, ama şehrin gelişimini engelleyen çok.
Tartışma ve kavgadan beslenen bir il düşünebiliyor musunuz?
İşte orası, gönül şehri Kırşehir.
Nerede bir başarı varsa, orada problem çıkarmaya çalışanlar var.
“Yok, böyle bir şey” demeyin, var.
Olmasa yazmazdım.
Şirin Kırşehirliler ne zaman kol kola girer, işte o zaman işler yoluna girer. Siyasetçisi, sanayicisi, sivil toplumcusu...
Birbirine saygı gösterir, sevgi beslerse, işte o zaman artar, çoğalırız. Eksiliyorsak mutlaka bir sebebi vardır.
Sebep, üreteni ve emek vereni görmezden gelmektir.
Yanındakini görmeyenin, uzaktakini fark etmesi bir şey değiştirmez. Birbirinize değer verin.
Göreceksiniz, şirin Kırşehir bir Kırşehir daha olacaktır.
Ama derdiniz Kırşehir olacak.
Derdi Kırşehir olmayanlar, fitneden başka bir şey üretmez.
Kırşehirliler diri olmadan,  bir olmadan iri olmazlar.
“Yazıp da ne olacak?” diyenler var.
Mesela, ben yazarım.
Yazmakla mükellefim.
Bugün olmazsa da yarın, fakat bir gün mutlaka, bir okuyan bulunur.
Sen fidan dik, gün gelir meyvesini yiyen, gölgesinden istifade eden olur. Önemli olan, senin bir şey yapmandır.
Davulcu ile zurnacının, sazcı ile kemancının işi, çalmaktır.
Dinleyen ister seyreder, ister oynar.
Oynayıp oynamamak, davulcu ile zurnacının, sazcıyla, kemancın işi değil.
Dedik ya, bizim derdimiz yaşadığımız ata yurdu Kırşehir.
Anadolu’nun şirin şehrinin sorunlarına kaleme almak.
Belki bir okuyan olur.