Bugün Cenabı Hakk 'ın isim sıfatlarının tecellisine şahit oldum kendimce...

Kahvede ömür tüketenler, bahçede bekleyenler, oyun oynayanlar… 
Çocuklarının elinden tutmuş okul yolundaki analar babalar, balkonda örtü silkeleyenler… 
Topallayarak yürüyenler, gelip gidenleri izleyenler, camiye gidenler, balık satanlar, çay ocağında sırtını güneşe verip ısınanlar… 

Karnını doyurma peşindekiler, rızık peşinde koşanlar…
Hiçbir şey yapmayıp miskin miskin oturanlar... 
Aman Allah'ım daha kimler var kimler...
Bütün bu manzarada gördüğüm şuydu: 
İnsanların alınlarındaki derin çizgiler sadece mazinin birikmiş yaşanmışlıklarını barındırmıyor kıvrımlarında... 
Derin bir acının, ıstırabın, elemin, tasanın ve endişenin izlerini taşıyor...

İnsanlar yorgun.
İnsanlar bitkin ve bezgin. 
İnsanlar gergin ve mutsuz.
Yüzlerin çoğu nursuz; azgınlık, taşkınlık ve isyanla kararmış.
Nereye gittiklerinden bîhaber yürüyorlar ecele doğru.
Kimse kimsenin yolunda hemhâl değil...
Hayat yolunda yapayalnızlar...

Kalplerde huzur, 
Gönüllerde sükûn ,
Gözlerde nur,
Dillerde şükür yok...
Büyük bir acıya duçar olmuş insanlık...

Bu manzaraya baktım ve dilimde gayri ihtiyarî
"Allah’ım... Ne kadar çok kulun var..."
"Allahu ekber!”
“Ne kadar birbirinden farklılar!"
"Subhanallah!"
“Ne kadar çok gafil, cahil, nankör var içlerinde ve sen ne kadar sabırlı ne kadar şefkatlisin !”
“Ne kadar çok günah batağına bulaşmış insan var aramızda, çırpındıkça daha da batan!”
“Ne kadar çok yoksul, yoksun, mahrum, miskin ve mazlum kardeşimiz yaşıyor bu yaşlı dünyada.”cümleleri döküldü...
Mesele merhamet nazarıyla bakabilmekmiş şimdi  daha iyi anladım.

İnsan beşerdir; şaşar. Günah da hata da insan içindir; kıymetli olan tövbe edebilmek, Rabbimize yönelip mağfiret dilemek...
Kul olduğumuzu hatırlayıp ahdimizi tazelemek, ardından da rahmeti celbedecek bir duruşa sahip olabilmek...
Yoksa Cenabı Hakk işlediklerimizi açığa çıkarsa hangimiz toplum içine çıkabilir, sokaklarda gezebilir?