Aldı bunları bir telaş.

Yirmi iki yıldır bunların davaları çıkarlarıydı.
Haramı helalleştirmek için Kuran’dan fetva arayanları.
Besmele çekerek kul hakkı yiyenleri.
Yetim, fakir, gariban diyerek kendini düşünenleri.
Haram-helal ver Allah’ım, bu kulun yer Allah’ım diyenleri.
Halka öğüt verip, nalıncı keseri gibi hep kendine yontanları.
Ahlak’sız İslam’ı ve ahiret ’siz imanı sevip, dünya malı ve kudretine sarılanları.
Kimsesizin kimsesi olmaktan bahsedip, kendi eş dost ve akrabasını önceleyenleri.
“Müslüman da zengin olmalıdır” sözüne sığınıp her yolu meşru görenleri.
“Falanca da şöyle kazanmıştı, filanca da çalmıştı ama” diye kendini temize çıkartmaya çalışanları.
Dilinde “bir hurma bir hırka”, cebini ise nerden geldiği belirsiz milyonlarla dolduranları.
Allah, Kuran, peygamber, vatan, bayrak adıyla kandıranları.
Aldı bunları bugün bir telaş.
Bunlar iktidarların fareleriydi.          
Çünkü fareler terk edecekleri gemileri çok iyi bilirler.
Fareler geminin en küçük noktasına kadar her yerini bilirler.
Gemi neye dayanır? Onlar bilir.
Delik nerede açıldı? Onlar bilir.
Kaç kuvvette rüzgâra kirişler dayanır? Onlar bilir.
Dalgaların şiddetine gemi dayanır mı? Onlar bilir.
Dalgaların daha da şiddetlenip geminin dayanamayacağı hale ne zaman gelir? Onlar bilir.
Kaptan bu durumu kurtarabilir mi? Onlar bilir.
Gemide stres ne zaman yükselir? Onlar bilir.
Onlar her şeyi duyar ve bilir.
Onlar için gemi kendi hayatiyetlerini sürdürdükleri ölçüde önemlidir.
Risk gördükleri an düşünmeden terkederler.
Bu nedenle tehlikeyi görünce gemiyi de ilk onlar terkeder ve kendilerine yurt tutacakları başka bir gemi bulurlar.
Çünkü onlar için ha o gemi, ha bu gemi farketmez.
Kızmayın onlara…
Onların doğası böyle…
Kaptanı lideri partiyi sevdikleri için gelmemişlerdi zaten…
Dava falan bunlardan yoktu.
Sadece sağlam sığınak en verimli gördükleri için gelmişlerdi.
Fakat kaptan ve çalışanlar masum olduklarını düşünmüşler ve bir süre sonra farenin fareliğini hatırlasalar da; “iktidarlarını çok güçlü gördüklerinden bunlar fare olsa kaç yazar” rehavetiyle umursamamışlardı.
Ama gün be gün farelerin sayısı öyle arttı ki; iktidarın hakimi oldular ve kaptanın kararlarında bile etkili hale geldiler.
Siz son günlerde bu farelerin kaçışlarını seyredin…
Aslında bunlar dünde fareydi, bugünde fare değişmediler.
Güç, bol nimet hangi siyasi partideyse bunlar orda yerlerini alırlar.
Şunu unutmayınız ki, bu farelerin partisi, davası, dostluğu, dava adamlığı olmaz.