Bu sevgi ve sevda gurbetteki hemşerilerimiz ve şehrimizin geçmişini bilen çocukluğu ve gençliğini Kırşehir’de yaşayan insanlara özgü bir duygudur.
Çocukluk ve gençliğini Kırşehir’de yaşamış olma iş hayatı ve başta nedenlerle göç etmiş dışarıdaki hemşerilerimiz bu duyguyu en yoğun yaşayanlar.
    Eski Kırşehir ‘de: Dinekbağı ’da yürürken mis gibi meyve kokuları, Çaydeğirmeni’nde yine aynı Kındam’dan Ökse’nin buz gibi suyu, Özbağ’ın sebzesi ve üzümü nasıl özlenmez. Mahallelerde sabah at arabası ile gelen ekmeklerin mis gibi kokusu, cesur abilerin dört tekerli arabası ile satılan dondurmalardan çok buz olan dondurmasını Ali Güzey’in çemenini, Hacı Perçinel’in yemeklerini, paramız olmadığından mecburen yediğimiz içinde sadece kokusu olan çemen ekmeği özlememek mümkün mü?
    Dinekbağı’nın düğünlerini eski düğün yemeklerini kayın gidip dokuz butlu tavuk muhabbetini; Kılıçözü’nün berrak suyundan kadınların çamaşır yıkamasını bentlerle çimmeyi (iki yüzmeyi çoğumuz orda öğrendi), Merginofo ile Kılıçözünde balık tutmayı; Kındam’ın, Dinekbağı’nın , Özbağ’nın gençlerinin mahalle kavgalarını, meşhur kale muhabbetlerini.
    Özlememek mümkün mü?
    Şehrimizin değerleri olan esnaflarımızdan Gazete bayii Ali Baytoklu, Rahmetli Reşat Sülükoğluyla Kırşehir Spor Lokantısı’nın garsonu lakabı “Atatürk olan abimizi” (halen adını öğrenemedim). Sinekli bakkalın yumurta ekmeğini, şehrimizde iki tane olan Şansallar ve Demirkollar postanelerini, esnafın Ahi esnafı olduğu yılları özlememek mümkün mü?
    Çete’yi Harareti Yaşar’ı, Deli Döne’yi, Boyacı Güner’i, Yılmaz Güneyi (Şuayıp) Galip Boyayı, Civelek Mehmet’i, Amigo Cevat’ı, Ali Ağa Güm’ü, Deli Tuncay’ı Arabacı Hurşit’i ve İsimlerini hatırlayamadığım bunlar gibi değerlerimizi unutmak mümkün mü ?
    İnsanların komşuluk ilişkileri de gayet samimi olduğu, saygı ve sevginin olduğu ; Bayramlarda mahallenin en büyüğünden başlayarak bayramlaştıkları; Mahallelerde cenazemiz varken düğünlerin ertelendiği Kırşehir’i özlememek mümkün mü ?
    Birkaç arkadaşın birleşip, Abdallarımızda bağ evi muhabbetlerini ; Zurnacı Ayvaz Usta’nın “Ağ Gelin, Çalışını, Muharrem Ustanın avazını, Çekiç Ali’nin Kadife sesini özlememek mümkün mü ?
    Sevgili hemşehrilerim ; Değiştik maalesef teknoloji bizi değiştirdi göç olmamız neticesi nüfus yapımız değiştirdi; Menfaatler değiştirdi.
Ama Şehrimizi Yine Seviyoruz. Kırşehir sevilmez mi hiç?