Değerli okurlar bugün siyasetin dışında yazmak istedim.

Anadolu’da büyük Şehirlere göç başlamadan.
Kırşehir’de Köyler boşalmadan.
Köylerde hayat kolay, yaşam çok güzeldi.
Hayat şartları eğitim, geçim yaşam koşulları köyleri boşalttı.
İş, aş, eğitim derdine düşen büyük kentlere doğru giderken arkadan gelenlere öncü oldular.
Okulların kapısına kilit vuruldu, fabrikalar büyük kentlere yapıldı.
Bugün köylerin sadece adı var içindeki haneler boş, insanlar bir hoş.
Köyden yaşayanla ise bugün ihtiyarlardan oluşmakta.
Yeniden köylere göç olur mu bu hayat koşullarında biraz zor gibi gözüküyor. 
Altmışlı yıllarda tüm köylerde olduğu gibi bizim köyde de.
Yardımlaşma, kaynaşma, imece saygı, sevi komşuluk vardı.
Köylüler genelde birbirlerine akrabaydı.
Evlilikler köy dışında olmazdı genelde akrabalar arsında evlilikler olurdu.
Köy evleri taştan, kerpiçten kavak ağaçlarında oluşan yapılardandı.
Bulundukları yerlerin koşullarına göre köyler kurulmuştur.
Genelde yapılar birbirine benzerdi tek model aynı tip üzerine görsel yapılardı.
 Bizim köy şehre çok uzak sayılmazdı.
Yağmurlu aşiret köylerinde Kurtbeli, Yeniyan eski zamanlarda oturduğumuz evlerimizin altına ahır yapılırdı, evlerle bütünlük sağlar pratik hem de ekonomik nedenle yapılırdı. 
O yıllarda bu gelenek, özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylüler için önemli bir yapılaşma biçimiydi. 
Evlerin altında ahır yapılanması şehirlerde de vardı.
Bugün Kırşehir’de ne hayvan kaldı nede ahırlı konaklar.
Şehirli olduk doğal yaşamda hayvanlarda ve gıdalarda uzak kaldık.
Çok katlı binalara yerleştik geçmişi unutup AVM’lere koşar olduk.
Köylerde Evlerin altına yapılan ahırlar, o dönemin yaşam koşullarına göre birçok avantaj sağlıyordu.
Çok fazla hayvan yoktu olanlar içinde evlerin altı ahırlarda barındırılmaktaydı.
Öncelikle, yüksek dağ köylerin zorlu iklim koşulları, kışın soğuk ve kar yağışlı geçmesi nedeniyle evlerin altındaki ahırlar, hayvanların soğuktan korunması için ideal bir çözüm sunuyordu. 
Ahırların, evin alt kısmında yer alması, hayvanların sıcak ortamda kalmasını ve soğuktan etkilenmemesini sağlıyordu. Ayrıca, evin üst katındaki sıcak hava, doğal olarak alt kata inerek hayvanların korunmasına katkıda bulunuyordu. 
Bu şekilde hem insanlar hem de hayvanlar daha rahat bir yaşam sürdürebiliyordu. 
Bir diğer neden ise yerden tasarruf sağlamaktı. 
Hayvanların ısısı üst katta oturanları da ısıtmaktaydı.
köylerinin yerleşkeleri sınırlı alanlar olduğundan, köylüler hem evlerini hem de hayvanlarını tek bir yapıda barındırarak yerden tasarruf ediyordu. Böylece, hem evin üst katında ailesi yer alırken, alt katındaki ahırda ise büyükbaş hayvanlar barındırılabiliyordu.
Sadece büyük başlar değil kışın soğuklarda tavuklar bile ahırda barındırılırdı.
Bugün o köyleri, konakları, yaşam hayatını özlesek de yeni nesil bunları sadece kitaplarda okuyacaklar.
Köy hayatı yaşamı biz küçüktük büyüdük şehirli olduk çok katlı gökdelenlere mahkum kaldık.
Bugün şehirler nefes alamıyor insanlar mutlu olamıyor.