Plakamız kırk bizim.
Biz Kırşehirliyiz.
Avrupa’da plakasının sonu kırksa biliniz Kırşehirlidir.
Türkiye genelinde plakasının sonu kırkla bitiyorsa Kırşehir sevdasındandır.
Kırk kelimesi Türkçede o kadar çok kullanılmakta ki.
Her sözün özünde kırk kelimesi vardır.
Halk arasında birçok deyimler kırkla başlayıp kırkla bitiyor.
Bugün dahi birçok atasözleri geçerliliğini koruyor.
Geçmişte hatırı sayılan kahveyi bahane ederek,
“ Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” sözünü kullanırız.
“Bir adama kırk gün deli desen deli, veli desen veli olur” deriz,
“Kırk yıllık yani olur mu kani?”
“Kılı kırk yararcasına”
Bir insan bir işi kırk gün yaparsa, daha terk edemez deyimi çok kullanırız.
Bektaşi’ye demişler:
“Sen kırk gün namaz kılsan, bir daha bırakamazsın!”
O da demiş:
 “Sen kırk gün bıraksan, bakalım tekrar başlayabilecek misin?”
 “Kırkıma girdim, kırkladım!”
“Biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz!” .
“Kırk dereden su getirmek”.
“Kısa günde kırk kere gider, geliriz.”
“Kırk yılın başı bir işimiz düştü” diye sözlerimize başlarız.
“Kırk gün, kırk gece” düğünler olurmuş!
“Kırkından sonra azanı teneşir paklar!”
“Çocuğun kırkı çıktı mı? ” 
“Bir iplik çeksen kırk yama düşer”
“Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi”
 "Bize Kırklar denir"
“Kırklar meclisi”
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum”
“Bana bir laf sokanın kırk yıl ayarcısı olurum”
“Katranı kırk yıl kaynatsan olmaz şeker aslı bozuk aslına çeker”
“Kırk katır mı kırk satır mı”?
“Kırk gün kar yağar bir gün av olur”
“Kırk fırın ekmek yese adam olmaz.”
Tarih sayfalarında neler var, neler…
Yunus Emre, şeyhinin dergâhına ormandan kırk yıl boyunca hiç aksatmadan düzgün odun taşımış.
“Malın kırkta biri zekât olarak verilir”.
Terziler kırk yama diye tabir edilen kıyafet ve örtüler dikerler.
Diyar bakır yöresine ait “Kırklar dağın düzü” diye türkü bile yakılmış.
“Kırk yemeği verdiniz mi”?
Görülüyor ki, sözlerimizi “kırk ”la ifade etmeye ne kadar hevesleniyoruz. Toplumumuzun her tabakasında “kırk”a karşı oldukça büyük sevgi var. “
Aslında sayıda bir kutsallık olmasa gerektir.
Ama biz “kırk” sayısını kültürümüzde o kadar çok işlemişiz ki, unutmamız mümkün değildir.
Öğüdü mecaz yolu ile kısa, kesin olarak anlatan eskiden beri söylene gelmiş veciz sözlerdir.
Çoğunlukla halkın ortak bilgeliğini dile getirir.
Bütün toplulukların kendilerine mahsus atasözleri vardır.
Kırk kişi bir araya gelse Kırşehir düzlüğe çıkar mı dersiniz.
Kırk kişi bir araya gelmesi mümkün değil çünkü bizim plakamız kırk.