Tam ezan okunurken hızlı adımlarla Cacabey Camisine  zor yetişebildim...

Malum; geçen cuma günü Kadir Gecesi idi...Müslümanlar 80 küsur yıla bedel böyle kıymetli bir geceyi camilerde büyük cemaatlerle  ihya etmeye özen gösterirler...Öyle de oldu.Camilerimiz Müslümanlar tarafından ziham derecesinde doldurulmuştu..

Diğer günlerde yaptıklarından bağımsız bir biçimde halk bu gece hiç değilse gündüz oruç tutma  gece de camilerde teravih ve tesbih namazları kılma gayretinde idi..Geçmiş yıllarda olduğu gibi...

Mizan Derneği taradından tensik edilen iftar programının bitiminde Gökbulut Cami'sinde teravih kılmayı planlamıştım lakin kapıdan içeri giremedim..Tıklım tıklım doluydu..
Tam ezan okunurken hızlı adımlarla Cacabey Camisine  zor yetişebildim...

Müftü bey Esmau'l Hüsna'nın tamamını zikrettiği  dua ile vaazını bitirdiğinde namaz kılmaya hazırdık...

Hemen girişteki kuyunun sol tarafında dört rekatlik ilk sünneti kaldığımda ikame bitmiş,imam, Allahu Ekber diyerek farzı kaldırmaya başlamıştı...

Ne farzda ne de son sünnette çok fark etmediğim bir şey dikkatimi celbetti.Hemen yanımda bulunan 50-55 yaşlarındaki  şahıs rahatça duyulacak şekilde  yüksek sesle tahiyyat okumaya çalışıyordu.Zira tahiyyat okumayı bilmediği için "Et tehiyyatı lillahi vesselam...." diyor ardından susuyordu...Belli ki bilgisi bu kadardı...

Teravih namazının dört rekatı bittikten sonra tervihi'n nüfus için verilen istirahatta Salatu Ümmiye okunurken de başlangıçta yanlış okudu müteakiben de yanlış okuduğunu anlayınca sustu;okuyanlara dudaklarını kıpırdatarak katılmaya çabaladı; olmayınca bıraktı..Ama her toplu salavatta ısrarla denedi...

İkinci dört rekatta de aynı şeyler tekerrür etti...Bir farkla ki tehiyyattaki suskunluğu devam ederken salavatın yarıdan fazlasında cemaate iştirak etmeye başladı.

 Üçüncü,dördüncü ve son teşehhütte ise salavata yüksek sesle katılır oldu...Tehiyyattaki , bir kaç kelimeden sonra   mecburi sükut hali berdevam iken secdede kolları yere yapışıyordu..Anlaşılan, basit düzeyde dahi malumatı yoktu namaz hususunda ama samimiyeti ziyasıyla çevresini aydınlatıyordu...

Namaz bitince belki tesbihatı beklemeden camiden ayrılır diye  yavaşça tokalaşıp "Allah kabul etsin!" demeye niyetlendim. Adamın kalkmaya niyeti yoktu; anlaşılan ibadete müteallik her ne  varsa hepsi bitince ayrılacaktı...
Tesbihattan sonra Amenerresulu ayetleri okundu... Hoca el fatiha deyip  duaya durdu..Cemaat birer ikişer kalkmaya  başladı. Yanımdaki Müslüman sanki kalbimi okumuş gibi  ben daha  hamle yapmaya fırsat bulamadan   " Allah kabul etsin" diyerek  iki elini uzattı musafaha etmek için...

Bir an göz göze geldik..."Allah kabul etsin kardeşim!" dedim bütün içtenliğimle..Aminlerimiz yükselip asırlık taş duvarlarda yankılandı...Kalplerimiz birbirine değdi adeta...

Camiden çıkarken kendi kendime " Ya , Hacı Musa! Şöyle lezzetli , tadı damağında kalacak samimiyet dolu bir namaz kılabildin mi?" diye hayıflandım. 

Kimbilir ; beni derinden etkileyen bu samimiyeti, yıllardır avare avare  gezen bedeni ve ruhunu Kadir Gecesi'nin bereketinde aramasının bir neticesidir.

Kadir Gecesi'nde  kulluğun kadrini idrak etmiş insan, ne güzel insandır!Kalpleri iman  muhabbeti ve ülfetle çarpan kişilere selam olsun!