Ahmet Mithat’ın 1890 yılında Tercümân-ı Hakikât’in 3556-3569. Sayılarında yayımladığı Ahbâr-ı Âsâra Tamîm-ı Enzâr başlıklı yazıları “roman” türü ile ilgilidir.

“Ahbâr-ı Âsâra Tamîm-i Enzâr” ya da bugünkü dille “Roman Tarihine Genel Bir Bakış”; Ahmet Mithat Efendinin roman ve romancılık konusundaki fikirlerini ele aldığı, Batıda romanın gelişimini ortaya koyduğu, romanın Batı edebiyatlarındaki tarihini ana çizgileriyle veren bir roman tarihidir. Yazar bu vesileyle roman sanatı ve eleştirinin mahiyeti hakkında bilgiler verir ve bu konudaki görüşlerini açıklar.

Cevdet Kudret’e göre; Ahmet Mithat macera, gezi, fennî, tarihsel, fantastik, duygusal, realist ve natüralist roman gibi pek çok farklı türde ve tarzda romanlar yazmıştır. Onun romanlarında çeşitli kişilerin iç içe girmiş maceraları anlatılır. Psikolojik tahliller yapılır. Yazar, kişiliğini gizlemez. Her eserin sonunda kıssadan hisse çıkarır. İyileri mutluluğa eriştirir. Ahmet Mithat, çok yazmasına rağmen tekrara düşmez. Yaşadıklarından, okuduklarından ve tanıdıklarından esinlendiği kişilere ve tesadüflere yer verir. Üslup kaygısı taşımaz. Meddah ağzı kullanır. Halka hitaben sade bir dile yer verir. Çetin’e göre; Ahmet Mithat bir yandan da bazı romanlarından uyguladığı teknikler itibariyle dünya edebiyatı ölçeğinde henüz adı konmadan postmodern edebiyatın öncüsü olmuş isimlerinden biri olarak kabul edilir.

Ahmet Mithat, romanın nasıl olması ve yazılması gerektiği, nasıl yazılabileceği hakkındaki görüşlerine, makalelerinde ve romanlarında yer vermiştir. Yazarın konu ile ilgili düşüncelerinin bir kısmı Ahbâr-ı Âsâra Tamîm-i Enzâr adlı kitabında yer almaktadır. 

Ahmet Mithat, Tercümân-ı Hakikât’in 3546. ve 3547. sayılarında roman konusunda Nabi-zâde Nazım ile girdiği münakaşalar münasebetiyle de bazı düşünceler ileri sürmüştür. Ravî takma adıyla Nabi-zâde Nazım, roman türünün kurmaca/hayalî (hikâye-i muhayyel) olduğunu ileri sürer (nr. 3546). Nabi-zâde Nazım’a göre okuyucunun bütün duyguları roman türünde metne çekilmelidir. Romancının asıl yetkinliği de okuyucusunda gerçeklik hissi uyandırmasına bağlıdır. Roman kurgusundaki olaylar, dolaylı olarak okuyucuyu vicdanen eğitecek ibretler de barındırmalıdır. Doğaüstü tahkiyeli anlatılara masal denmelidir. Romancı ise gerçeklere sadık kalmalıdır. Ahmet Mithat’ın 1890 yılında Tercümân-ı Hakikât’in 3556-3569. Sayılarında yayımladığı Ahbâr-ı Âsâra Tamîm-ı Enzâr başlıklı yazıları da “roman” türü ile ilgilidir. Eserdeki konu başlıkları şunlardır: “Edebi Eserlere Genel bir Bakış, Kaynak, Romanların Başlangıcı, Başlangıcın Bölümlendirilmesi, Ortaçağ ve Romanları, Yeniçağ Öncesinde Romancılık, On dördüncü Louis Devri, Siyasi Romanlar, Romancılıkta Yenilik, Zamanımızın Romancılığı ve Romanları, Eleştiri, Eleştirinin Yolu Yöntemi”.

Ahmet Mithat, roman üzerine kaleme aldığı Ahbâr-ı Âsâra Tamîm-ı Enzâr adlı eserinde, romanın her asra ve o asrın insanlarının “inhimak ve temeyyülatına / düşkünlük ve eğilimlerine” göre bir “zarf-ı zaman ve zarf-ı mekân” teşkil ederek o zarflarda muharririn kari’lerine vermek istediği efkârı vermekten ibaret olduğunu ileri sürer. Hatime kısmında bu eserini, roman yazmaya heveslenecek fakat eser yazmaktan aciz oldukları hâlde mevcut romanları eleştirecek gençlere, bu işin ne kadar nazik bir meslek olduğunu göstermek maksadıyla kaleme aldığını söyler. Ahmet Mithat, yazılarında roman bahsini genel olarak Natüralizm, Realizm ve Romantizm akımları bağlamında ele alır. Bazı öneri ve eleştirilerde bulunur. Kendi önerilerinin uygulamalarını sergiler.

Roman sanatı üzerine ülkemizde yazılmış ilk “akademik” çalışma mahiyeti de taşıyan bu eseri okumanızı hararetle öneririm.