Kırşehir Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü bünyesinde bulunan Aşıkpaşa Tabiat Parkı, 30 Ağustos Zafer İlköğretim Okulu 2. sınıf öğrencilerini ağırladı. Baharın gelişini müjdeleyen tabiat parkında gerçekleştirilen doğa yürüyüşü, çocuklar için unutulmaz anlara sahne oldu. Yürüyüş sırasında ağaçlardan düşen kozalakların çıtırtıları eşliğinde ilerleyen minik doğaseverler, tabiatın sunduğu eşsiz atmosferde keyifli vakit geçirdi. Yumuşak toprağın ve çam ağaçlarının arasında ilerleyen öğrenciler, doğanın sunduğu sesleri dikkatle dinleyerek keşfetmenin heyecanını yaşadı.
Öğrenciler, kısa bir mola vererek doğayla iç içe vakit geçirmenin tadını çıkardı. Kozalaklarla oynayan çocuklar, doğanın onlara sunduğu bu küçük hazinelerle yaratıcı oyunlar kurdu. Kimileri kozalakları toplarken, kimileri onları yarış aracı gibi yuvarladı, bazıları ise en büyük kozalakları bulmak için küçük keşiflere çıktı. Doğayla temas eden çocukların mutluluğu gözlerinden okunurken, etkinlik onların çevre bilinci kazanmasına da katkı sağladı. Öğretmenler, bu tür aktivitelerin çocukların doğaya olan ilgisini artırdığını ve teknoloji bağımlılığından uzaklaşmalarına yardımcı olduğunu belirtti.
Kırşehir Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, doğaseverlere çağrıda bulunarak, "Tabiattan uzak kalmayın, bir sinyal mesafesindeki Aşıkpaşa Tabiat Parkı’na uğrayın" mesajını paylaştı.
Çocuklar için doğa bilinci neden önemlidir?
Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte çocuklar, doğayla daha az vakit geçiriyor ve bu durum onların çevreyle olan bağlarını zayıflatıyor. Oysa doğa bilinci kazanmak, çocukların hem fiziksel hem de zihinsel gelişimi açısından büyük önem taşır.
Açık havada vakit geçirmek, çocukların fiziksel gelişimini destekler. Parklarda, ormanlarda veya bahçelerde oynayan çocuklar, kaslarını daha aktif kullanır ve motor becerilerini geliştirir. Ayrıca temiz hava, bağışıklık sistemlerini güçlendirerek hastalıklara karşı daha dirençli olmalarını sağlar.
Doğa, çocukların merak duygusunu artırır ve keşfetme isteğini güçlendirir. Toprak, ağaçlar, hayvanlar ve gökyüzü gibi doğal unsurlar sayesinde çocuklar, canlılar dünyasını daha yakından tanır. Bir kelebek görmek, bir kuşun sesini duymak veya bir ağacın yapraklarını incelemek, onların doğal dünyaya olan ilgisini artırır.
Doğayla iç içe büyüyen çocuklar, çevreyi korumanın önemini daha iyi kavrar. Bir ağacın gölgesinde oyun oynayan veya bir çiçeğin açmasını gözlemleyen çocuk, doğaya karşı daha duyarlı hale gelir. Bu bilinçle büyüyen nesiller, çevre kirliliğine karşı daha duyarlı olur ve sürdürülebilir bir dünya için daha bilinçli bireyler olarak yetişir.
Doğayla vakit geçirmek, çocukların ruh sağlığı üzerinde de olumlu etkiler yaratır. Yapılan araştırmalar, doğada zaman geçiren çocukların daha mutlu ve sakin olduğunu gösteriyor. Yeşilin huzur veren etkisi, çocukların stres seviyelerini azaltır ve onların daha pozitif bir bakış açısı kazanmalarına yardımcı olur.
Bilgisayar, tablet ve televizyon karşısında fazla vakit geçirmek, çocukların sosyal becerilerini ve yaratıcılıklarını olumsuz etkileyebilir. Doğa ile vakit geçirmek ise çocukları ekranlardan uzaklaştırarak daha aktif, yaratıcı ve sosyal bir birey olmalarına yardımcı olur. Doğa bilincinin erken yaşta kazandırılması, çocukların hem bugünü hem de geleceği için büyük bir yatırımdır. Doğayla iç içe büyüyen çocuklar, hem daha bilinçli bireyler olur hem de yaşadıkları dünyayı daha fazla sahiplenirler. Bu yüzden çocukların doğayla vakit geçirmesi için fırsatlar yaratmalı ve onları yeşilin, kuş seslerinin, toprağın ve temiz havanın tadını çıkarmaya teşvik etmeliyiz.