VATANDAŞ İLE MİLLETVEKİLİ ARASINDAKİ GELİR UÇURUMU

Vatandaşlar asgari ücretle çalışmaya mecbur bırakılırken, emekli aç dururken.

Seçilmişlerin ayrıcalık hakları ve maşları dikkat çekiyor.
Her seçimde buda mı aday diyeceğiniz insanları görüyorsunuz.
Seçildiğinde maddi geliri yükseliyor.
Milletvekili olduktan sonra, kişinin yapısına uygun iş takibiyle; bir dönem TBMM’de görev yapan siyasetçinin dönem sonunda olağanüstü zengin olduğu görülmektedir.
Bu durum, siyaseti “cebi boşlamış” kişiler için cazip hale getirmiştir. Seçilmiş olup da gelir düzeyi düşük olan örnekleri görmek neredeyse imkânsızdır.
Siyasete girerken mal varlığından ödün veren, cebi boş olan adaylar, seçildikten sonra cebi dolduracak konuma gelmektedir.
Türkiye siyasetinde, cebi boşlamış gördünüz mü?
Seçilmiş olup da geliri düzgün olmayan var mı?
"Siyasete girdim, mal varlığımı yedim" diyen var mı?
Ben böyle birini görmedim; gören varsa söylesin.
Siyasete girmeden, vekil olmadan cebi boş olanları çok gördüm; seçildikten sonra ise cebi dolduranları da.
İşte böylesi sonuçlar yüzünden, her seçim arifesinde “Ben bu vekillik için yeterli miyim?” diye asla düşünen çok sayıda partili, “Fırsat bu fırsattır, belki denk getirir, hayatımı kurtarırım” diyerek sürecin başlar başlamaz aday adayı olmaktan hiçbir sıkıntı çekmiyor.
Bakın, bugün seçilmişlere!
Gerçekten işlerinin ehilleri mi?
Adayların kırk elekten geçip öyle TBMM’ye girmesi gerekirken, bilgili, tecrübeli ve ehil isimler geri duruyor; böyle olunca ortaya hiç kimsenin hoşnut olmadığı bir yapı çıkıyor.
Hâlbuki milletvekili maaşları bu kadar yüksek olmasa ve milletvekillerine tanınan imkânlar böylesine fazla olmasa, vatandaş siyaseti bir getirim kapısı olarak görmeyecek;
Her seçim öncesi “Bende adayım” demeyecekti.
Bu söylediklerimizin hayata geçebilmesi için öncelikle vatandaşın yaşam standardının yükselmesi, herkesin yüzünün gülmesi ve siyasi kavgaların sona ermesi gerekmektedir.
Seçimlerin bir üstünlük getirim kapısı değil, görev kapısı olduğunun bilincinde olunmalıdır.
Herhangi bir işyerinde asgari ücretle çalışan vatandaş ile TBMM’de mebus olarak görev yapan siyasetçi arasındaki ücret uçurumu kapatılsa, bundan daha da önemlisi vatandaşın hayatı kolaylaştırılsa, işte o zaman siyaset, vatandaşın gözündeki önemini yitirecek ve talep gören bir meslek olmaktan çıkacaktır.
Böyle bir ortamda, adaylık için öpülen eller veya bükülen bellerin aranması artık yer bulamayacaktır
Türkiye’de seçildiğinizde Vatandaşın üstünde oluyorsun.
Dokunulmazlık zırhına bürünürsün, Trafikte üstünsün, protokolde öndesin.
Bizde öyle seçildikten sonra önün açılıyor her ortamda başköşe seçiliyor.
Yemekli sohbetler eksilmiyor.
Türkiye’de siyaset halen getirim kapısı olarak bilindiğinden ve bu getirim sürekli yeni zenginler ürettiğinden, maalesef her seçim öncesi, başta iktidar partisi olmak üzere diğer siyasi partilerin kapısında yatanların oluşturduğu kuyruk belli bir dönem azalmayacaktır.
Aday olmak için öpülen eller, bükülen beller bitmeyecek.