Kim nasıl başlarsa öyle gidiyor.
Ne bir hastalıksa ülkemizde.
Birçok seçilmiş, 'makam zehirlenmesi' dediğimiz hastalığın pençesine düşüyor!
Bu hastalık seçilmişlerde unutkanlık yaratmakta.
Öyle de bir unutkanlık ki, seçim döneminde verdikleri sözlerin neredeyse tamamını hatırlamıyorlar.
Birkaç ay öncesine kadar herhangi birisi iken, herkesin “vekilim,” ”başkanım” “muhtarım” “encümenim” diye hitap ederek saygı gösterdiği biri haline gelmek, her bünyenin kaldırabileceği bir ağırlık değildir.
Bir bunlar makamlarda güç alanlarsa.
Bunun örnekleriyle dolu bir şehirde yaşıyoruz!
Makam zehirlenmesi yaşayanları siyasetin çöplüğündeki yerlerini aldıklarını izledik kaç dönemdir!
Yola çıktıklarını, yol yürüdüklerini, birlikte mücadele ettiklerini yarı yolda bırakan her seçilmiş vekil ve belediye başkanı, başarısızlığa mahkûm olmuştur.
Hiç bir vasfı olmadığı, mesleki yeterliliği bulunmadığı, kimse tarafından sevilmediği halde koltuk verilen tipleri, her dönem ve neredeyse çoğu zaman görüyoruz.
Bunun aksi örnekler de vardır elbette ama büyük bir çoğunluğun böyle olduğunu, olacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.
Liyakatsiz atamalarla başarı elde eden bir il görmedim!
Gören varsa söylesin.
Genel seçimler iki yılı dolduracak, Mahalli seçimler altı ay geride kaldı seçilmişler koltuklarını ısıtıyor.
Çok sayıda isim ilk kez belediye başkanlığı, muhtar ve Encümen koltuğuna oturdu.
Bundan sonra Etraflarında, halk arasında 'taklacı' diye adlandırdığımız dalkavuk tiplerin sayısı bir hayli fazla olacak!
Başkanım en iyisini sen bilirsin, en iyisini sen yaparsın, sen üstün zekâsın, Allah seni başkan olasın diye yaratmış gibi ifadelerle büyülü bir dünya oluşturacaklar.
İşte tam da bu noktada, gözüne perde inip, sadece dalkavukların seslerini duyanlar, beş yılın nasıl geçtiğini anlamadan, 'kendisi iyi ama ekibi kötü' mazereti eşliğinde koltuğuna veda edecekler!
Ortak akılla önem veren, eleştiriler ile kendisine yön çizen, halkının sorunlarını bilen, çözüm üreten, dalkavuklarla değil de işin ehli insanlarla yol yürüyenler ise bir marka haline gelecektir.
Seçim kazanmak kolaydır!
Zor olan; Bir sonraki dönemde milletin yeniden desteğini alarak, tekrar seçilecek kadar 'başarılı' olmaktır.
Başarılı bir seçilmiş olmak için, Ainstein olmaya gerek yok.
Şöyle bir hafıza tazeleyip, seçim kaybeden seçilmişlere bakmak yeterli olacaktır.
Halkın gönlüne giremeyen, hizmet noktasında yetersiz kalan, yönetim zaafiyeti yaşayan, personeline tepeden bakan her seçilmiş, önündeki ilk seçimde kaybetmiştir!
Yıllardır böyledir, yıllarca da böyle olacaktır!
Beş yılı uzun sananlara küçük bir hatırlatma yapmakta da fayda var!
Etrafınıza bir bakınız dün makamlarda, koltuklarda olanlar bugün halkın arasındalar ama görünmeyenlerdeler.
Beş yıl sonra makamlarda, koltuklarda enlinizde gittiğinde sokakta, caddede, pazarda, markette karşılaşacağınız insanlarla tokalaşacak eliniz olsun.
Makamlarda güç katanlardan olunuz.