"Talat Paşa dünyanın en namuslu adamıdır. Onun bu ithamlardan büsbütün hariç bırakılması şartıyla diğer arkadaşları hakkında ithama esas olabilecek gerekli vesikaların ibrazını talep ederim” diyerek Talat Paşa’yı savunacaktır.
Bir tarafta kendi vatandaşlarına hırsız muamelesi yapan bir m hükümet diğer yanda bunlar dürüst ve namuslu insanlardır diyen ecnebi bir hükümet. Takdir okuyucunundur.
Tevfik Paşa hükümeti kurulur. İlk olarak “Firari Paşa ve arkadaşlarının emlak ve nükudunun haczi” kararnamesi çıkartılarak paşaların memlekette kalan mallarına el konulur.
4 Kasımda Almanya’da büyük bir halk ayaklanması meydana gelir. Ardından Cumhuriyet ilan edilir ve Berlin savaş alanına döner. Pasaportsuz olan Türk yolcular sınırda bir hayli zorluk çekmişler ancak yeni Cumhurbaşkanı Friedrich Elbert’in yardımıyla pasaport alabilmişlerdir.
Talat Paşa ve arkadaşları Berlin’in güneybatısında , Postdam şehri yakınlarında , Berlin’e 50 km mesafede, ünlülerin safiye yeri olan Neubabelsberg’de bir sanatoryum’a yerleşirler. Talat Paşa burada fazla durmaz. Berlin Merkeze taşınır. Karısı Hayriye hanım ile birlikte Charlottenburg’da Hardenberg sokağı 4 numarada, birinci katta kendisine tahsis edilen 9 odalı geniş bir evde oturmaya başlar. Şayet bir gün Berlin’e yolum düşerse Paşa’nın kaldığı evi mutlaka görmek isterim. Şimdiden güzergahıma yazdım bile. Alman kamuoyu Talat Paşa’yı Osmanlı Devleti’ni modernleştirmek için çaba sarf eden bir devrimci ve kadim bir Alman dostu olarak tanımıştır. Talat Paşa’nın evi yalnız Almanya’daki değil, onu ziyarete gelen Avrupa’daki eski Jön Türklerin buluşma yeri olur.
Talat Paşa evinin yakınında “Şark Kulübü” adıyla bir büro açar. “Doğunun Uyanışı” adıyla bir gazete bile çıkarır.
Paşa Hollanda’da 1919 yılında toplanan İkinci Sosyalist Enternasyonal Kongresi’ne katılır. Kongrenin genel sekreteri Camille Huymans ile görüşür. Huymans Talat Paşa’yı dinledikten sonra : “Bütün söylediklerinizi tasvip ediyorum. Her millet gibi Türklerin de hayat hakkı istemeleri kadar tabii bir şey olamaz. Ancak, ağlamayan çocuğa meme vermezler. Türkler kendilerini tanıtmak ve gerek emperyalist ve kapitalist devletler gerekse onlar alet olan ecnebi unsurlar tarafından Türkiye aleyhine cihanda meydana getirilen fena fikirleri izale etmek için hiçbir faaliyet göstermiyorlar. Madem ki siz fena bir mevkide bulunuyorsunuz, o halde herkesten fazla sesinizi her tarafta işittirmelisiniz. Bu suretle çalıştığınız takdirde gayelerinize ulaşmak için büyük bir adım atmış olursunuz. Yalnız şunu da unutmamalısınız ki , emperyalizmin timsali olan büyük bir devlet sizin behemehal inkırazınızı arzu ediyor ve bütün tehlike Türkiye için bu noktadadır.Mamafih,söylediğim gibi çalışacak olursanız bir dereceye kadar bu tehlikenin de önünde geçebilirsiniz”.
Talat Paşa’nın Berlin’de iken Asım Bey aracılığı ile Mustafa Kemal Paşa ile mektuplaşmasına rastlıyoruz. Çok uzun olan mektubunda Cavid bey’in memleketin dahilde ve hariçte muhtaç olduğu bir uzvu olduğunu ve Muktedir ve namuslu olduğunu, kabine dahilde ve hariçte otorite tesis edebilecek bir zatın riyasetinde ve ekseriyeti bu rüesadan mürekkep olmak üzere teşkil edilmesi gerektiğini belirtir ve bence bu otoriteyi haiz zat buradan gördüğüm nazaran Mustafa Kemal Paşa dedikten sonra şöyle devam eder; “Bizlere gelince istediğiniz şekle girmek, istediğiniz tarzda çalışmak arzu ettiğiniz hususi ve umumi her türlü fedakarlığı yapmak en büyük emelimizdir. Muvaffakiyetinize bütün kalbimizle duahanız. Asım Bey parolamı size bildirecektir. Bana gönderilecek zatın aynı parola ile gönderilmesini rica ederim”