Seçim öncesi zam bekleyen emeklilerin umudu yine bir başak bahara kaldı.
Milyonlarca emekli umutlanmıştı bayram öncesi cebime üç beş kuruş zam geçerse diye.
Seçim var cumhurbaşkanı bizlere bir müjde verir diyen emeklileri aldı bir hüzün.
Zam yağmurları altında aldığı cep harçlığı bile olmayan maaşları geçekten emekliyi üzüyor.
Emekli oldum artık rahat bir ömür süreyim diyen emekli.
Cami avlusundan, belediye parklarında başka yere gidemez oldu.
Camide harcama yok, parklarda cebime dokunmuyor diyen emekli meydanlarda oturuyor.
Allah’ın havasını bedavadan soluyoruz diyen emeklilerin hali ortada değil mi?
Oysaki gençliğinde ülkesi için çalıştı alın teri döktü yeni nesiller yetiştirmek için evdeki çocuklarını okutarak ülkeye aydın fikirli evlatlar yetiştirdi, artık dinlenme zamanı dedi emekli oldu ama olmaz olaydın diyerek başını duvarlara vurmaya başladı.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalara başlayınca emekli pür dikkat dinledi, ancak bu konularla ilgili hiç bir açıklama olmayınca hüsrana uğradılar.
Cumhurbaşkanı Emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik ezdirmeyeceğiz diyor sormak lazım bu verilen zamlarla nasıl ezdirmeyeceksiniz?
Emeklilerin durumunun nasıl olduğunu bilmeyen var mı?
Önü bayram olunca emekli torunları ile buluşacak, evine bayram şekeri alacak haçlık verecek cep delik cepten boş ne yapsın emekli.
Malumunuz çarşı pazardaki fahiş fiyatlar gündemden düşmüyor, herkes hayat pahalılığından yakınıyor.
Haksız da sayılmazlar zira ay sonu gelmiyor, bütçeler açık veriyor, dar gelirli neyi nerden kesersem diye kara kara düşünüyor…
Elektrikten, doğalgaza, benzine, mazota gelen zamlar.
Pazarlarda en ucuz soğan oda on beş lira patates yirmi beş liranın altında değil bu zamla insanlar ne yiyecekler, ama hep mi emeklinin boğazından kısacağız.
Emekli artık aldığı para ile kira ve borçlarından boğazına götürecek bir lokma ekmeğe muhtaç, onlarda Avrupalı emekli gibi gezmeyi bırakın kahveye gidip arkadaşları ile çay içmeye çekinir oldular.
Fakat şunu unutmamak lazım enflasyon olduğu sürece ne kadar zam verirseniz verin beklenti sürekli yukarı taşımak zorunda, bu makroekonomik gelişmelerdeki toplumun rakamlarına da yansıması lazım kısacası maaşlar üzerinde yansıması lazım yoksa çalışan kesim yoksulluk sınırından öteye gidemeyeceği kesin.
Allah yar ve yardımcıları olsun.
Yoksulluk benim kaderim olamaz diyor bu kadar verimli toprakları olan bir ülkede 35 liraya domates,40 liraya fasulye, 80 liraya biber, 70 liraya patlıcan yemek istemiyor.
Yok efendim almasınlar diyen tuzu kurular kusura bakmayınız pazar insanların yaşam ihtiyaçları.
İnsanların pazarda, manavda, kasapta, markette aldıkları lüks değil ihtiyaçlarından.
Ey seçilmiş senin tuzun kuru maaşın yerinde konuşursun.
Kısacası vatandaş bayram öncesi nefes almak istiyordu onu da çok görenler utansın...