Bilindiği gibi Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifinin 22 maddesi TBMM tatile girmeden kabul edilmiş, kalan maddeler için de Meclis görüşmeleri başlamıştır. TBMM Genel Kurulu’na getirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeni kazanımlar getirmekle birlikte eksiklikleri de vardır.
TBMM Genel Kurul aşamasında Türk Eğitim Sen’in önergeleriyle birlikte teklifin görüşüldüğünü biliyoruz. Umuyoruz ki, öğretmenlerimiz adına ortaya koyduğumuz bu son derece makul teklifler milletvekillerimiz nezdinde karşılık bulur ve hayata geçirilir. Önümüzdeki süreçlerde de Türk Eğitim Sen’in her daim öncelikli uğraşacağımız konularından bir tanesi Öğretmenlik Meslek Kanunu olacak ve kanunun içeriğinin meslektaşlarımızın beklentilerini karşılayacak şekilde düzenlenmesi için gayret göstermeye ısrarla devam edeceğiz.
*Sınav kaldırıldı.
20 yıl ve daha fazla hizmeti olan öğretmenlerimiz için uzman olma ya da bekleme şartı olmaksızın başöğretmenliğe başvurabilecek.
Türk Eğitim-Sen’nin teklifte yer alan kazanımlara ve Türk Eğitim Sen’in bu kazanımlardaki rolünün çok büyük olduğunu belirtmek istiyorum.
Türk Eğitim Sen olarak yıllardır öğretmenlerin kariyer düzenlemesinin sınavla yapılamayacağını dile getiriyor ve hizmet yılının esas alınmasını talep ediyorduk. Kanun teklifinde bu önemli talebimiz karşılık bulmuş ve sınav uygulaması kaldırılmıştır.
Ayrıca kariyer düzenlemesinin ilk çıkmasından ÖMK’nın hayata geçirilmesi arasında 16 yıllık bir boşluk olduğu ve başöğretmenlik için uzmanlıkta 10 yıl bekleme şartı arandığı için bir kısım meslektaşlarımız başöğretmen olma imkanını yakalamadan emekli olma durumunda kaldılar. Bu da bir adaletsizliğe yol açıyordu. Bu itibarla sendikamız, 20 yıl ve daha fazla hizmeti olan öğretmenlerimiz için uzman olma ya da bekleme şartı olmaksızın başöğretmenliğe başvurabilsinler teklifini getirmiştik. Teklifte bu beklentimiz de karşılık bulmuştur. Kademeli olarak devam edecek bu uygulama sayesinde yaklaşık 230 bin meslektaşımız daha başöğretmenlik tazminatından faydalanabilecektir.
Teklifte yerini bulan bir diğer önemli husus da şiddete dair alınacak yasal tedbirlerdir. Teklif yasalaştığında, yıllardır kanayan yara haline gelen eğitim çalışanlarına şiddete yönelik hadiseler vuku bulduğunda fail hakkında cezalar yarı oranında artırılacak, hapisle yargılanacak ve hapis cezaları ertelenmeyecektir.
Ayrıca önemli kazanımların yanı sıra, teklifte yer alan ancak eksik bulduğu hususlara dikkat çekmek istiyorum.
*Liyakat ve ehliyete dayalı bir yönetici atama sistemi yeniden düzenlenmelidir.
*Başta mazeret tayinleri olmak üzere, öğretmenlerin yer değiştirmesine dair düzenlemeler eksik kalmıştır.
*Hizmet puanlarının tespitine dair eksikler giderilmemiştir.
*Yönetici görevlendirme süreci mutlaka kanunda yer almalıdır. Keyfiyeti sonlandıran, liyakat ve ehliyete dayalı ve adalet üzerine yürütülen bir yönetici atama sistemi mutlaka kanuni bir güvenceye kavuşturulmalıdır.
*Başarıyı takdir ve teşvik eden bir ödül sistemi mutlaka kanunla birlikte ihdas edilmelidir
*Öğretmenliğin sona erdirilmesi ve hizmet sınıfının değiştirilmesine dair düzenleme, kişisel inisiyatiflere ve özellikle mobbinge meydan vermeyecek şekilde tedbirleri ihtiva etmelidir.
*Sağlık Kurulu raporu konusu mevzuatta mutlaka yer almalıdır.
*Öğretmenlerin mesleki gelişimleri ve yönetici eğitimi için katkı sunacak olan Milli Eğitim Akademisi’nin işlevi aday öğretmenler bakımından yeniden düzenlenmelidir. Aday öğretmenlerimizi bir yıl süreyle akademide eğitime almak, hem süre açısından çok uzun hem de adeta öğretmen yetiştirme sürecinin bir son aşaması olarak değerlendirilebileceğinden dolayı uygun değildir. Bu uygulama, ancak genç meslektaşlarımızın adaylık eğitiminin bir karşılığı olmalı, eğitim süresi daha kısa süre ile sınırlı olmalı ve öğretmen adaylarımız 1 Eylül’de göreve başlatılmalıdırlar.
*Öğretmen atamaları mülakatsız, KPSS puanına göre yapılmalıdır.
Ayrıca kanun teklifinde yer almayan ancak adı Öğretmenlik Meslek Kanunu olan bir düzenlemede mutlaka olması gereken tekliflerimiz de vardır!
*öğretmen atamalarının mülakat olmadan ve sadece KPSS başarısı esas alınarak yapılması gereklidir.
*Sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamalarının kaldırılarak tüm öğretmenlerin kadrolu şekilde istihdam edilmesini taleb ediyoruz.
“Türk Eğitim Sen olarak, 23 Ekim 2018 tarihinde Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılacağının duyurulduğu andan 3 Şubat 2022’de yasanın Meclis’te kabul edilişine kadar devam eden süreçte her türlü çalışma ve girişimi ortaya koyduk.
Dört yıllık sürede çalıştaylar, raporlar, kitlesel basın açıklamaları, sosyal medya çalışmaları, MEB ve TBMM nezdindeki görüşmeler vasıtasıyla ÖMK’nın adına yakışır şekilde, öğretmenlerin muhatap olduğu tüm süreç ve mevzuatı ve ekseriyetle ihtiva etmesi gerektiğini vurgulayarak, öğretmenlerimizin talep ve beklentilerini dile getirdik.
Ancak o dönem yürürlüğe giren kanun, tüm bu beklenti ve ihtiyaçları karşılamaktan uzak şekilde hayata geçirildi.
Sendika olarak, o dönemde, kanunun eksik çıkarılmış olmasına işaret etmekle birlikte, Öğretmenlik Meslek Kanunu adıyla bir düzenleme yapılmış olmasını, mesleğimiz ve meslektaşlarımız adına bir kazanım olarak gördüğümüzü ve bu zeminden yürüyerek her adımda ÖMK’nın içeriğinin zenginleştirilmesi yolunda gayret ortaya koyacağımızı ifade etmiştik.
Nihayet ÖMK ile ilgili ikinci süreçte 43 maddelik yeni bir kanuni düzenleme teklifi TBMM’ye gelmiş, 22 maddesi kabul edilmiş ve geri kalanı için de Mecliste görüşmeleri başlamıştır.
Sendikamız bu ikinci süreçte de gerek hazırlık aşamasında gerekse de TBMM komisyon ve genel kurul aşamasında tüm girişimleri yaparak öğretmenlerimizin beklentilerinin yeni düzenlemede karşılığını bulması için tüm çabaları ile ortaya koymuştur.
Söz konusu son teklifin içeriği de tam anlamıyla beklentileri karşılamamakla beraber bir takım önemli kazanımları da getirmektedir.
Böylece;
*Öncelikle, Türk Eğitim Sen olarak yıllardır öğretmenlerin kariyer düzenlemesinin sınavla yapılamayacağını dile getiriyor ve hizmet yılının esas alınmasını talep ediyorduk. Kanun teklifinde bu önemli talebimiz karşılık bulmuş ve sınav uygulaması kaldırılmıştır.
*Ayrıca kariyer düzenlemesinin ilk çıkmasından ÖMK’nın hayata geçirilmesi arasında 16 yıllık bir boşluk olduğu ve başöğretmenlik için uzmanlıkta 10 yıl bekleme şartı arandığı için bir kısım meslektaşlarımız başöğretmen olma imkanını yakalamadan emekli olma durumunda kaldılar. Bu da bir adaletsizliğe yol açıyordu. Bu itibarla sendikamız, 20 yıl ve daha fazla hizmeti olan öğretmenlerimiz için uzman olma ya da bekleme şartı olmaksızın başöğretmenliğe başvurabilsinler teklifini dile getirmişti. Teklifte bu beklentimiz de karşılık bulmuştur. Kademeli olarak devam edecek bu uygulama sayesinde yaklaşık 230 bin meslektaşımız daha başöğretmenlik tazminatından faydalanabilecektir.
*Teklifte yerini bulan bir diğer önemli husus da şiddete dair alınacak yasal tedbirlerdir. Teklif yasalaştığında, yıllardır kanayan yara haline gelen eğitim çalışanlarına şiddete yönelik hadiseler vuku bulduğunda fail hakkında cezalar yarı zamanlı oranında artırılacak, hapisle yargılanacak ve hapis cezaları ertelenmeyecek.
Bu önemli kazanımların yanı sıra, teklifte yer alan ve ancak eksik bulduğumuz hususlar da söz konusudur:
*Başta mazeret tayinleri olmak üzere, öğretmenlerin yer değiştirmesine dair düzenlemeler eksik kalmıştır.
*Hizmet puanlarının tespitine dair eksikler giderilmemiştir.
*Yönetici görevlendirme süreci mutlaka kanunda yer almalıdır. Keyfiyeti sonlandıran, liyakat ve ehliyete dayalı ve adalet üzerine yürütülen bir yönetici atama sistemi mutlaka kanuni bir güvenceye kavuşturulmalıdır.
*Başarıyı takdir ve teşvik eden bir ödül sistemi mutlaka kanunla birlikte ihdas edilmelidir.
*Öğretmenliğin sona erdirilmesi ve hizmet sınıfının değiştirilmesine dair düzenleme, kişisel inisiyatiflere ve özellikle mobbinge meydan vermeyecek şekilde tedbirleri ihtiva etmelidir.
*Sağlık Kurulu raporu konusu mevzuatta mutlaka yer almalıdır.
*Öğretmenlerin mesleki gelişimleri ve yönetici eğitimi için katkı sunacak olan Milli Eğitim Akademisi’nin işlevi aday öğretmenler bakımından yeniden düzenlenmelidir. Aday öğretmenlerimizi bir yıl süreyle akademide eğitime almak, hem süre açısından çok uzun hem de adeta öğretmen yetiştirme sürecinin bir son aşaması olarak değerlendirileceği için uygun değildir. Bu uygulama, ancak genç meslektaşlarımızın adaylık eğitiminin bir karşılığı olmalı, eğitim daha kısa sürede sınırlı olmalı ve öğretmen adaylarımız 1 Eylül’de göreve başlatılmalıdır.
Ayrıca kanun teklifinde yer almayan ancak adı Öğretmenlik Meslek Kanunu olan bir düzenlemede mutlaka olması gereken hususlar da söz konusudur:
*Sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamalarının kaldırılarak tüm öğretmenlerin kadrolu şekilde istihdam edilmesi
*Öğretmen atamalarının mülakat olmadan ve sadece KPSS başarısı esas alınarak yapılması,
*Öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimleri için gerekli tedbir ve teşviklerin hayata geçirilmesi,
*Türkiye’de öğretmen istihdamı ile ilgili ihtiyaç analizi yapılması ve MEB ve YÖK koordinesi ile eğitim fakültelerinin sayısı ve kontenjanlarının buna göre belirlenmesi,
*Öğretmen liselerinin tekrar hayata geçirilmesi,
*Zorunlu hizmet bölgelerinde çalışan öğretmenlere ekonomik ve özlük hakları açısından teşvik edilerek, 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde vaat edildiği üzere, Teşvik Ödeneği verilmesi,
*Öğrenim özrünün, kendi alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans ve doktora öğrenimine devam edenler için geri getirilmesi,
*Özellikle eş durumu atamalarında anayasanın koruması altında olan aile bütünlüğünün sağlanması açısından toplumu oluşturan ailenin bir arada tutulması zamana ve şarta bağlanmayarak özür grubu atamalarında kolaylık sağlanması,
*Özel program ve proje uygulayan eğitim kurumları ile sınavla öğrenci kabul eden okullar başta olmak üzere, MEB’e bağlı tüm kurumlar için, liyakati esas alan yazılı sınav esasına dayalı yönetici atama sistemi kurulması,
*Eğitim kurumu yöneticilerine; yönetici olarak il dışı tayin hakkı verilmesi,
*Eğitim kurumu müdürlüğü görevinin ikinci görev kapsamından çıkarılarak asli görev haline getirilmesi,
*Her yıl öğretmen atamalarının standart bir takvim doğrultusunda ve 1 Eylül’de göreve başlayacak şekilde gerçekleştirilmesi,
*Eğitim Fakültesi son sınıfta yapılan öğretmenlik uygulaması stajı süresince öğretmen adaylarının sigortalanması ve asgari ücretin en az yarısı kadar ücret verilmesi,
*Mesleki kıdemi 5 yıl olan öğretmenlere uzman, 5 yılını tamamlamış uzman öğretmenlere de başöğretmen unvanı verilmesi ve yüksek lisans ve doktora öğrenimi bu sürelerden düşülmesi,
*Öğretmenlik kariyer basamakları sisteminin getirmiş olduğu mali hakların emeklilik sistemine de yansıtılması
*Görev ve sorumlulukları bağlamında ücret dengesizliğini önlemek için, Genel İdare Hizmetleri sınıfında görev yapan yöneticilere kıdemlerine bağlı olarak uzman öğretmen ve başöğretmen tazminat tutarlarının maaşlarına yansıtılması,
*Ücretli öğretmenlik, özel öğretim kurumları öğretmenliği, PİKTES öğreticiliği, öğretim üyeliği ile öğretim görevliliğindeki sürelerin uzman ve başöğretmenlik için gerekli kıdem hesabına sayılması,
*Kariyer basamaklarındaki geçişlerde kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olma şartı ile eğitim programına katılma zorunluluğuna yer verilmemesi,
*Eğitim kurumu çalışanlarına mobbing uygulanmaması için yaptırımların belirlenmesi
*Öğretim yılına hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına bir asgari ücret tutarında ödenmesi,
*Milli Eğitim Yönetici Akademisi kurulması ve eğitim kurumları müdürlerinin Eğitim Kurumları Yönetici Seçme Sınavı sonrası burada yetiştirilmesi,
*Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders saati 15 saat olması,
*Öğretmenlerin ek ders ücretlerinin belirlenmesinde kullanılan katsayının %100 oranında arttırılması,
ÖMK’ya dair hazırladığımız önergelerle bugün başlayan Genel Kurul aşamasını da yakinen takip ediyoruz. Dileriz öğretmenlerimiz adına ortaya koyduğumuz bu son derece makul teklifler milletvekillerimiz nezdinde karşılık bulur ve hayata geçirilir.
Önümüzdeki süreçlerde de Türk Eğitim Sen’in her daim öncelikli iştigal konularından bir tanesi Öğretmenlik Meslek Kanunu olacak ve kanunun içeriğinin meslektaşlarımızın beklentilerini karşılayacak şekilde düzenlenmesi için gayret göstermeye ısrarla devam edilecektir.
Tüm üyelerimize ve eğitim çalışmalarına sevgi ve saygılarımla.
Hüdai Pakel
Türk Eğitim-Sen
Şube Başkanı