Avrupa bizi kıskanıyordu.
Yollar, köprüler, tüneller açılıyordu.
Ülkede hızlı trenle ağları yapılıyordu.
Hava alanları, limanlar genişliyordu.
Ekonomi güçleniyordu, ülkeye yatırımcılar geliyordu.
Güzel günler geliyordu.
Önümüz bahar deniyordu.
Ne oldu…
Ekonomi geriye doğru freni patlamış gibi gidiyor.
Güzel günleri görmeden zamlar geliyor.
Baharı görmeden kış geldi.
Devlet kurumları geriye gidiyor.
Liyakatsizler amir, müdür, memur oluyor.
Devlet bürokrasisinde İşler yürümüyor.
Ahbap, çavuş, eş, dost, yandaş, partili işleri önde gidiyor.
İş, aş isteyende liyakat değil, politikada yakının, iktidarda dayın soruluyor.
Bugün devlet kurumları kadro dolmuş, oturacak koltuk bulunamıyor.
Fakat kurumlarda işler liyakat sahiplerinin elinde olmayınca bilgisayarda okeyciklerde iş çıkmıyor.
Tam donanımlı kurum amirleri ve atanmışları değil adamı olanlar başlara geliyor.
Doksanlı yıllara kadar teknoloji olmadığı için kamu kurumlarında işler pekte tıkır tıkır gitmezdi.
O dönemlerde bir söz o kadar ünlü olmuştu ki, köyde, kentte herkesin ağzındaydı.
Tiyatrolara konu, sinemalara filim olmuştu.
“Bugün git, yarın gel.”
O yılarda Devlet dairelerine işi düşüp de bu cümleyi bilmeyen yok gibidir.
Yeniden o günlere doğrumu gidiliyor.
‘Bürokrasi’ bu toplumun pekiyi bildiği bir çarktır, olumlu bir çağrışım yaptırmaz.
Bende diyorum ki ey kurum amirleri memurları yönetimindeki personellere; vatandaşlara.
“Bugün git, yarın gel” demeyin.
Nasıl olsa bu iş sizlerin işi.
“Şunu bilin ki, bugün çözemediğiniz sorun yarın gene size gelecek, çözemediğiniz işler yarın gene katlanarak sizler yapacaksınız.
Böylece çözülmeyen sorunların altında boğulursunuz” dersinize iyi çalışın vatandaşı seviniz diyorum.
Vatandaşlar doğal olarak devlet dairesine girdiğinde işinin çabuk halledilmesini bekliyor.
Eski durum yok teknoloji birçok işleri anında çözmekte.
Belki bir iş bir tuşla bitiyor.
Devlete vergi öderken, askere giderken, nüfus kâğıdı veya ehliyet çıkarırken, iş yeri açarken, işe girerken, ithalat, ihracat yaparken bitmeyen bürokrasi sürecini anlatan bu söz hep kulağımızda çınlıyor.
“Bugün git yârin gel”…
Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte olumlu gelişmeler olsa da bürokrasinin hantal yapısını hala iliklerimizde hissediyoruz diyebilirim.