Ben halkın valisiyim diyen valileri de gördük.
Halkı tanımadan, makamında çıkmayan, halkla kapısını ayıran Valilere de şahit olduk.
Kırşehir halkıyla çarsında, pazarında, düğününde, cenazede, sokaklarında, çay ocaklarında bütünleşen valilerde geldi gitti.
Her şeyden önce gittiğinde halkın valisiydi diye arkada üzülenler bırakmak.
Halkın içinde halkın valisi olmak.
Halkın valisi olmak ne demek?
Halkla devlet arasına, katı protokol kurallarıyla örülen duvarı yıkmak.
Çarşıda, pazarda, parkta, meydanda, caddede çay ocağında, kebapçıda, dönercide, kokoreççide, esnafın yanında, camide, cenazede, düğünde, sporda, statta halkın olduğu her yerde.
Klimalı makam odasında döner koltukta oturmakla olunmuyor.
Halkın valisi lafla değil, halkın içinde olmakla olunuyor.
Valilik hizmetlerinden daha ziyade halkın ihtiyaç ve eğilimlerinin dikkate alınması.
Makamın halka açık olması.
Valinin mütevazı ve alçak gönüllü olması.
Gurur kibir değil gücü halkında alan olmalı.
Makamın gücüyle kapısı halka kapalı olmamalı.
Halkla münasebetlerinde halka yakın davranması ve valinin kendini halktan biri sayması.
Kısaca halkla beraber halk için olmak anlaşılıyorsa bunun için kişinin kendini Halkın Valisi gibi anlamsız ve ayırımcı bir şekilde tanımlamasına gerek yok.
Bu tür davranışları sergileyen valilere genelde Halkçı vali denilmekte olup bu tür güzel davranışlara Devlet Valisi olmak da engel değildir.
Devletin valisi olmak kolay, mesele halkın valisi olabilmekte…
Efsane Vali’’ olarak tanıdığımız merhum Recep Yazıcıoğlu şöyle tanımlıyor;
Bürokrasi hastalığı, kompleksten aşağılık duygusundan kaynaklanır.
Yani işi yokuşa sürmekten zevk alma haz alma…
Bunun çok değişik örnekleri vardır.
Yani adam bir yerde olunca hava atması gerekiyor.
Bu işte kompleksini yenmektir.
Aşağılık duygusunu tatmin etmektir.
Tüm bürokratlarda görülür ama derece derecedir.
Bazılarında düşük seviyede bazılarında klinik vakadır.
Onların derhal müşahede altına alınmaları gerekir.
Halkı yönetime karşı olumsuz düşünceye iten, bıktıran, resmi daireleri soğuk ve itici hale getiren bu tavır; genelde eğitim ve irfan noksanlığı, aşağılık duygusu ve ibrikçi başı olma kompleksinden kaynaklanır.
Vatandaşa yeterli ilgi alaka gösterilmeli ve çözüm odaklı olunmalıdır.
Kaba davranışlardan kaçınılmalı, ‘’bana muhtaç’’ anlayışından uzaklaşılmalıdır.
Vatandaşa saygı duyulmalı üst perdeden bakılmamalı ve emir kiplerini hafızalarından silmeleri gerekmektedir.
Kamu görevlileri yaptığı işin bir görev olduğunu unutmamalıdırlar.
Kendilerini vatandaşın üstünde görmemelidirler.
Halkımız en iyi şekilde hizmet görmeyi bekler.
Çözüm bekler yardım bekler.”
Bu söylediklerim üst kademelerden alt kademelere kadar herkes için geçerlidir.”
Değerli Kırşehirliler mesele halkın valisi olmakta.
Halkı tanıyıp, onun gibi yaşayan, valiler her zaman güzel anılar bırakmıştır.
Değerli Kırşehirliler mesele kapalı kapıların protokolün değil halkın valisi olmakta.