KOLTUĞA TALİP OLANLARA SORARLAR

Sorarlar hep…

Neden siyasetçi olmak için dolaşıyorsun?
Neden seçilmiş vekil olmak istersin?
Niye belediye başkanı olmak istiyorsun?
Neden il, ilçe siyasi pati başkanı için yarışıyorsun?
Neden oda başkanı olmak için yamulursun?
Sivil toplum başkanı olmak için didinirsin?
Ne için il ve belediye encümeni olmak için yarışırsın?
Neden muhtar olursun?
Neden bu göreve talipsiniz?
Bir koltuğa talip olanlara hep sorarlar, neden?
Yanıt hazır, hizmet etmek için!
Ben koltuk olmadan hizmet edemem diyor yani…
Aslında ben sizlere değil koltuğa hizmet etmek için siyasi olacağım demekte.
Bir başka deyişle koltuğun gücü lazım bana!
Bakıyorum etrafımızda gücü koltuktan alanları o kadar çok görüyorum ki.
Gücü kendimde değil, koltukta bulacağımı umuyorum diyenler meydanlarda.
Bunlar Koltuk uğruna her siyasi partinin rengine girebiliyor.
Koltuk aşkında tutulmuşlarda siyasi görüş parti olmuyor.
Olursa olsun da koltuk olsun diyor.
Bu tipleri küçük Kırşehir’de bile görüyorsunuz.
Dün başka kapıyı zorluyordu bugün bir başa tabelanın altında poz veriyor.
Tabii ki liyakatli, samimi, çıkar gütmeyen birçok insan koltuklarda oturarak topluma daha etkili hizmetler, yani somut hizmetler ve yatırımlar yapabiliyor, kalkınmaya katkı sağlıyorlar.
Böyle insanlar da var tabii…
Onları takdir ediyorum.
Gönül ister ki tüm koltuklarda bu tür insanlar otursun.
Ama gerçekten hizmet etmek isteyenler için koltuğa gerek yok.
Birçok alanda, sektörde, ekonomide, bilimde, teknolojide, kültürde, sanatta, sporda o kadar çok bilgili insan var ki!
Onların çoğunun koltuğu yok ama bilgisi var, öz güveni var, gönüllü hizmet duyguları çok gelişmiş, bildiklerini ve deneyimlerini topluma yayarak ilham verme, yol gösterme arzuları var.
Kırşehir sevdalıları bunlar.
Gönül şehrinin gönül insanları bunlar.
Onlar hep aramızdalar, hayatın içindeler; koltukları olmayınca da fark edilmiyorlar.
Çıkar beklemezler; yazdıklarını, çizdiklerini, söylediklerini ne kadar çok insan okuyup dinlerse o kadar iyi görev yapmış olduklarını hissederler.
Gerçek kanaat önderleridir onlar.
Koltuğa gereksinimleri yoktur.
Bunlar koltukta güç almazlar koltuğa güç katarlar.
Onları tüm toplum izler, dinler.
Koltuğu olanların çoğu ise pek dinlemez…
Hele siyasetçiler hiç dinlemez; dinlemedikleri gibi onları kendilerine rakip görürler…
Kanaat önderleriyle konuşmayın diye ikaz ederler.
Çünkü seçilmişlerin yapması gerekli olanları koltuksuz menfaat gözetmeksizin kanaat önderlerinin yapmasından rahatsız olurlar.
Gönül köprüsü kuranlara engel olmak isterler.
Bunlar arsında far ise.
Birisi taklayla gelmiş, birisi halkın içinde şehrine hizmeti bir görev bilmiş çıkar gütmemiş.