Hüseyin YILDIRIM sızdırdığı belgelerin Türkiye ile ilgili olan bir kısmını Ankara’ya kadar gelerek MİT’e teslim eder. MİT, bu belgeler karşılığında para teklif eder. Kabul etmez. Hiç değilse maddi giderlerinizi karşılayalım denilir. Cevap açıktır: “Doğrusu çok alındım. Eğer bir daha böyle şeyler sorarsanız çekip giderim. Beni anlamıyorsunuz galiba, ben bunu vatanım için yaptım, tek kuruş istemem der.”
Hüseyin YILDIRIM sızdırdığı belgelerin birer fotokopisini de kendi güvenliği için saklar. Bunu kendi yaşamının bir garantisi olarak görür.
AFRİKA’daki Sierra Leone ülkesinin en güçlü ve kalabalık kabilesi Mendi Ailesi yönetiyordu ülkeyi. Çocukları İvedi STASİ tarafından tutuklanıp hapse atılır. Hüseyin YILDIRIM’dan yardım istenir. STASİ’den yeni getireceği belgeler karşılığında Mendi ailesinin çocuğunu kurtarır. Yıllar sonra Afrika’ya gittiğinde devlet başkanı gibi karşılanır. Halk kendisine kurtarıcı Hüseyin diye bağırmaktadır.Siera Leone’de pırlanta madeninin %49’lık hissesi kendisine verilir.
ABD’li Peggy adında bir kadına aşık olur. ABD’ye yerleşip orada yaşama planları yapmaya başlar. Teuflesberg’deki ortağı James Holl da ( kod adı Devil veya Paul) ABD’ye tayin olmuştur. Holl 250 bin dolar değerinde lüks bir çiftlik satın almıştır.60 bin dolar açığı kalır ve ev sahibi kendisini sıkıştırmaya başlar. O da STASİ’yi sıkıştırmaya başlar ve bir an önce para göndermesini ister. Ancak STASİ bu paranın dikkat çekeğini küçük taksitler halinde ödemeyi istemektedir. Hüseyin YILDIRIM Florida’da Holl ile buluşur. Kendisine 10 bin doları verir. Ancak Holl elindeki bir belge için KGB ajanı ile 60 bin dolara anlaştıklarını söyler. Hüseyin bunun bir FBI tuzağı olduğunu derhal iptal etmesini söylese de dinletemez. ve FBI ‘ye yakalanır. Tabi Hüseyin YILDIRIM’ın ismini de verir.
“ABD İstihbaratını uyutan Türk”, “ABD’ye milyar dolarlık darbe vuran Türk Casus”, “Askeri sırları Rusya’ya satan Türk ajan”, “Soğuk Savaş’ın en cesur ve pahalı casusu” manşetleriyle Amerika’daki gazeteler günlerce kendisinden bahseder. Olayların çözülmesi ve birbirinden değerli bilgilerin sızmasıyla ABD Askeri İstihbaratı’nın prestiji ciddi şekilde sarsılmıştır. Onun ünlü bir casus olduğunu sadece STASi ve KGB’deki meslektaşları değil, FBI ve ABD kamuoyu da biliyordu artık
ABD’de yargılanır ve hapse atılır. Casus değişimi gündeme gelir. Hatta Castro bile devreye girer. Ancak bu pazarlıklar başladıktan iki ay sonra Berlin Duvarı yıkılır ve Demokratik Almanya tarihe karışır. ABD’de tutuklanması Türkiye’de Hürriyet gazetesinde haber yapılır. Avukatı Washington’daki Türk elçiliğine yazı yazarak durumu Türk yetkililere bildirir. Hükümet durumu MİT’e bildirir ve hakkında bilgi alır. Hüseyin YILDIRIM’ın söylediğine göre Türkiye Cumhuriyeti onu hiç yalnız bırakmaz.
ABD’li savcı Hüseyin YILDIRIM’ın ön üne iki seçenek koyar. “Ya elektrikli sandalye, ya da canına eş değer isim veya belge vereceksin.” Hüseyin YILDIRIM sakladığı belgeleri söyler ve elektrikli sandalyeden kurtulur. Ömür boyu hapse mahkum edilir. Hapishanede suikasta bile uğrar. Boğazı kesilir ancak yine de bir şekilde kurtulur. 2003 yılında Türkiye’ye iade edilir. Yargılanır.Hapse mahkum edilir. Ancak ABD’de yattığı süre dikkate alınarak tahliye edilir.
“Para… Tabiatım kurusun. Ben hep paranın peşinden gitmişimdir” diyecek ve devam edecektir. “Para için kaç kez azraille karşı karşıya geldim. Neler gördüm neler yaşadım… Ama Türkiye deyince iş değişir. Bu gün olsa yine aynı şeyi yapardım. İş Türkiye’ye gelir, geleceği tehlikeye düşer, ya da düşer gibi olursa benim gibi nice vatansever milyonlar vardır canını verecek.Onun için, Türkiye’ye bir faydam dokunmuşsa helal olsun. Canım feda!”
Bir Türk olarak; Soğuk Savaş’ta ikili oynayan ve deşifre olan tek Türk Casus benim diyordu.
Elinize Türkiye ile ilgili önemli belgeler geçti mi? Sorusuna ; “Geçti tabii… Ama Türkiye aleyhine en ufak bir şey yapmadım.Olamazdı. Benden böyle bir şey beklenemez. Bu konuda en baştan pazarlığımız vardı STASİ ile “ diyecek ve devam edecekti; “ Casusluk yıllarım Türkiye’nin lehine olmuştur amma, aleyhine asla. 80 yılı geride bırakıyorum. Hayata yeniden gelsem yine aynı pazarlığı yapardım.Bunun parayla pulla ilgisi yok!... Düşünün ki, ben bu işi daha çok para kazanmak için yaptım. Hayatımı paraya adadım. Çok çileler, cefalar çektim. Ama hiçbir durumda vatanımı satmadım. Şehitlerin kanı boğar be! Bedeli ne olursun. Ölüm bile göze alınır gerekirse ölünür. Ama vatan satılmaz!”.
Yaptığı hizmetlerden dolayı Bronz, Gümüş, bir de Altın madalya verirler. Devlet Üstün Madalyası bile alır.
Hüseyin YILDIRIM 15 yıl aradan sonra 27 Nisan 2004'te Berlin'e döner.