Alman bankasının danışmanlığını yapar.(Deutsche Bank) Tabi komisyonunu da alır. Bu arada Doğu Berlin’de bir Un ihalesi açılır. İş için Doğu Berlin’e geçer.Bu geçişlerin birinde yemek için gittiği restoranda bir Doğu Alman( STASİ ajanı) ona casusluk teklif eder.Çok para kazanacağını anlayınca teklifi kabul eder.Aslında STASİ , kuvvetle muhtemel Güneydoğu’da terör, ya da Türkiye’de ideolojik olaylara karışmış bir başka Hüseyin YILDIRIM’ın peşindedir. Kendisine ajanlık teklif eden Alman, hemşerimizi o Hüseyin YILDIRIM diye takip edermiş. Yıllar içinde bu ajanla samimi olduklarında ; “O Hüseyin sen misin Allah aşkına! Seni o Hüseyin diye takip ettik biz, biliyor musun? der.” Cevap: “ne alakası var. Benim terörle, komünizmle, ideolojiyle işim olmaz.Yanlış adres der.” Gülüşmeler vs.,
Hüseyin YILDIRIM görüşme için STASİ genel merkezine gider. STASİ’nin kendisinden istediği Batı Berlin’deki Amerikan Ordu İstihbaratının Avrupa’daki en büyük dinleme ve doküman merkezi olan Teufelsberg’den (Şeytan Tepesi) doküman ve istihbarat sızdırmaktır. Oraya ABD casusu olarak STASİ tarafından yerleştirilecek ancak aslında STASİ’ye çalışacaktır.
Hüseyin Yıldırım teklifi ve koşulları kabul eder.Yalnız onun da şartları vardır. Birincisi bu işi para için yaptığını ve ideolojik dayatma istemez. İkincisini ise aynen şöyledir: “Türkiye aleyhine verilen bir işi kabul edersem bilin ki bunu Türkiye’nin lehine çeviririm… Ülkem aleyhine çalışmam.Hiç bir zaman, asla…” STASİ Türkiye’nin düşmanları olmadığını asıl hedeflerinin ABD ve NATO olduğunu bildirir ve el sıkışılır anlaşma sağlanır.Evet söylediği gibi parayı çok sever ve motivasyonu hep para olmuştur.Lakin vatanseverliğinden de taviz vermez.
STASİ’deki kod adı BLİTZ (YILDIRIM) olur. Elinde olmadan gülümser. Almanca’da Yıldırım anlamına geliyordu bu kelime. Ama yine de başka isimdi işte ve başka bir isim başka bir kimlik demekti. STASİ’deki eğitimleri başlar. Bir ajanın alması gereken tüm eğitimleri alır. Humbolt Üniversitesi’nden mühendislik eğitimi de dahil diploma bile alır.
Berlin’de günlük çıkan “Berliner Morgen Post Gazetesi”nde yayınlanan ilanını gösterirler. O ilanda ABD Askeri İstihbaratının bulunduğu Şeytan Tepesi’nde askeri araç tamirinde çalışacak usta mekanikçi arandığı yazılıdır. İki özellik aranıyordu. İlki deneyimli olmak ve işin ehli olduğunu gösterecek referanslara sahip olmak diğeri ise çok iyi İngilizce bilmekti. Hüseyin YILDIRIM’ın İngilizcesi çok iyi olmasa da STASİ’nin isteği üzerine başvurur ve işe alınır. Sonradan bu işe alımında STASİ’nin ABD Askeri İstihbaratının içinde bulunan bir STASİ elemanının yardımı olduğunu öğrenecekti.
Tarihiler 29 Kasım 1984 yılını gösterdiğinde Hüseyin YILDIRIM ABD Askeri İstihbaratına hem de ABD ajanı kimliği ile STASİ ve KGB tarafından yerleştirilir. Kendisine özel bir kimlik kartı verilir. STASİ kendisinden orada kod adı “Devil” olan James HOLL isminde bir başka ABD’li askerle irtibata geçmesini ister. Holl en üst düzeydeki istihbarat raporlarını deşifre edebilen çok yetenekli IQ’su yüksek bir uzmandır. Önemli belgeler hep onun elinden geçer. Hüseyin YILDIRIM, Holl ile birlikte belgeleri, mikrofilmleri beraberce sızdırmaya ve bu işten para kazanmaya başlarlar. Ancak STASİ’ye teslimattan , buluşmadan ve sonuç belirlemeden sadece Hüseyin YILDIRIM sorumludur. ABD’li ajan kimliği ve çok özel yerlere girmesine imkan veren( Headquarters US Army) kartıyla rahat hareket edebilmektedir.
Mischa, dünya gizli servislerinin efsane casusu olarak bilinen , STASİ’nin şefi General Markus WOLF’un kod ismiydi. Hüseyin YILDIRIM onunla tanışacak ve övgüsünü kazanacaktı.