Kırşehir’de 27 yıldır boyacılık yapan Yusuf Çelebi, mesleğine duyduğu bağlılık ve deneyimiyle kentte birçok binaya renk katıyor. Ömrünü memleketi Kırşehir’de geçiren ve geçimini boyacılıkla sağlayan Çelebi, boyamanın sadece bir duvarı renklendirmek değil, aynı zamanda insanların hayatında yeni bir sayfa açmak anlamına geldiğini belirtiyor.
"Boya, Hayata Yeni Bir Başlangıçtır"
Zamanla eskimiş ve yıpranmış bina duvarlarını yeni renklerine kavuşturarak onlara yeni bir ruh kazandırdığını dile getiren Yusuf Çelebi, “Her yeni boya, bazen geçmişi silmek gibi, bazen de yeni bir başlangıç yapmak gibidir” diyor. İnsanların yüzlerinde oluşan memnuniyetin kendisini mutlu ettiğini ifade eden Çelebi, mesleğini severek yapmanın verdiği huzuru dile getiriyor.
Sadece özel konut ve işyerlerini değil, aynı zamanda kamu kurum ve kuruluşlarına ait binaları da boyadığını belirten Yusuf Çelebi, bugüne kadar Kırşehir Emniyet Müdürlüğü, Adliye Sarayı, Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halk Bankası gibi birçok kamu binasının boyama işlerini gerçekleştirdiğini söylüyor.
Mesleğine olan sevgisini ve emeğini her fırsatta dile getiren Yusuf Çelebi, mesleğin geleceğine dair kaygılarını da paylaşıyor. Günümüzde gençlerin ağır işlerden kaçındığını belirten Çelebi, “Yeni nesil, emek isteyen işlerde çalışmak istemiyor. Artık çırak ve kalfa yetişmiyor. Yanımızda işi öğretecek kimseyi bulamıyoruz” diyerek bu durumun mesleklerin devamlılığı açısından büyük bir sorun olduğunu ifade ediyor.
Çelebi, Kırşehirli ailelere seslenerek çocukların sadece akademik eğitimle değil, aynı zamanda bir meslek sahibi olarak da yetişmesi gerektiğini vurguluyor. “Çocuklar okusun ama mutlaka bir meslek de öğrensin. Okul eğitimi kadar meslek öğrenmek de hayatta başarı için gereklidir. Çalışkanlık, el becerisi ve alın teriyle kazanılan meslekler, insanı hayata daha güçlü hazırlar.” diyerek meslek edinmenin önemine dikkat çekiyor.
27 yıllık deneyimiyle Kırşehir’de birçok binaya ve yapıya renk, hayat ve anlam katan Yusuf Çelebi, boyacılığın sadece bir iş değil, bir sanat olduğunu belirterek mesleğini gelecek kuşaklara aktarmak istiyor. Ancak çırak ve kalfa yetişmemesi nedeniyle, bu sanatın geleceği konusunda endişelerini dile getiriyor.