Bir zamanlar Kırşehir’in cadde köşelerinde, park girişlerinde, okul önlerinde ve meydanlarda önünde uzun kuyrukların oluştuğu ankesörlü telefonlar artık kullanılmaz hale geldi. 1980’li yıllardan itibaren şehirde yaygınlaşmaya başlayan ve özellikle 1990’lı yıllarda halk arasında önemli bir iletişim aracı olarak öne çıkan bu sistemler, cep telefonlarının hayatımıza girmesiyle birlikte işlevini büyük ölçüde kaybetti.
Türkiye genelinde olduğu gibi Kırşehir’de de vatandaşların bir dönem cebinde taşıdığı jetonlar ve telefon kartları artık yerini tamamen akıllı telefonlara bırakmış durumda. Eskiden acil bir arama yapmak isteyenlerin kurtarıcısı olan ve kamuya açık alanlarda sıkça karşılaştığımız ankesörlü telefonlar, bugün sessiz ve atıl bir şekilde duruyor. Şehirde hâlâ bazı bölgelerde ayakta kalan birkaç ankesörlü telefon kulübesi bulunsa da, ne arayan var ne de çalan…
KIRŞEHİR’İN HAFIZASINDA YER EDİNDİLER
Kırşehirli birçok vatandaş için ankesörlü telefonlar nostaljik bir anıdan ibaret. Özellikle gençlik ve askerlik dönemlerinde bu telefonlardan yapılan aramalar, birçok kişi için unutulmaz duygularla hatırlanıyor. Kırşehir’de eğitim gören üniversite öğrencilerinden iş insanlarına, şehir dışındaki yakınlarıyla iletişim kurmak isteyenler için ankesörlü telefonlar bir dönem hayatın vazgeçilmez parçasıydı.
150 YILLIK BİR SERÜVENİN SESSİZ TANIKLARI
Dünyada ilk telefon konuşmasının üzerinden 150 yıl geçmişken, Kırşehir gibi pek çok şehirde de iletişim teknolojisinde köklü değişimler yaşandı. Jetonlu sistemden kartlı sistemlere, oradan cep telefonlarına uzanan bu evrim sürecinde ankesörlü telefonlar artık sadece bir dönemin tanığı olarak hafızalarda yer alıyor.
Zamanla “iletişim”in simgelerinden biri olan bu telefonlar, bugün yalnızca geçmişe duyulan özlemin bir hatırlatıcısı. Kırşehir’de büyüyen nesiller için bilinmeyen, eski kuşaklar içinse yeri doldurulamayacak anıların taşıyıcısı olan ankesörlü telefonlar, sessizce tarihe karışıyor.
