Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Ahilik Araştırma Merkezi Müdürü Kazım Ceylan ile Eylül ayında gerçekleştirilecek olan Ahilik kutlamaları hakkında özel bir röportaj gerçekleştirdik. Ahiliğin tarihsel öneminin yanı sıra Ahilik nasıl ele alınmalıdır, Ahilik nasıl kutlanmalıdır gibi merak edilenleri Ceylan’a sorduk. Kazım Ceylan, Ahilik kültürünün yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması adına yapılan çalışmaların detaylarını paylaştı. Ahilik haftasının, Kırşehir’in köklü geleneklerini ve değerlerini yeniden canlandırmak için büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Ahilik Araştırma Merkezi Müdürü Kazım Ceylan, Ahilik kutlamaları öncesinde Ahilik kavramının derinliklerine inerek önemli açıklamalarda bulundu. Ceylan, Ahilik kavramıyla ilgili yanılgıların başında Ahiliğin sadece bir meslek teşkilatlanması olarak bilinmesinin geldiğini belirtti. Ahiliğin bir medeniyet hareketi, bir devlet felsefesi, bir eğitim modeli ve bir iktisadi ticaret modeli olduğunu vurgulayan Ceylan, Ahiliğin kısaca bir dünya nizamı olduğunu ifade etti. Esnaf teşkilatlanmasının ise bu nizamın sadece bir parçası olduğunu söyledi.
Ahiliği doğru anlamanın önemine değinen Kazım Ceylan, "Biz Ahiliği nasıl tarif ediyoruz; imanın amele dönüştüğü, Osmanlının cihan devleti olmasını sağlayan uhrevi bir sistemdir. Ahiliği bu şekilde algılayınca, onu bir medeniyet hareketi olarak değerlendirmek durumundayız. Ahilik sadece esnaf teşkilatlanması değil, bir devlet felsefesidir" dedi. Ceylan'ın bu açıklamaları, Ahilik kutlamalarının önemini ve derinliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ahilik nedir?
Ahilik kavramı ile ilgili olan yanılgıların başında Ahiliğin sadece meslek teşkilatlanması olarak bilinmesi olduğunu söyleyen Kazım Ceylan, açıklamalarına Ahiliğin bir medeniyet hareketi, bir devlet felsefesi, bir eğitim modeli, bir iktisadi ticaret modeli olduğunu kısaca Ahiliğin bir dünya nizamı olduğunu vurguladı. Esnaf teşkilatlanması ise bu nizamın sadece bir parçasıdır.
Ahiliği nasıl anlıyoruz, nasıl anlamamız gerekir?
Ahiliği doğru anlamak lazım. Biz Ahiliği nasıl tarif ediyoruz; imanın amele dönüştüğü, Osmanlının cihan devleti olmasını sağlayan uhrevi bir sistemdir. Ahiliği bu şekilde algılayınca Ahiliğin bir medeniyet hareketi olarak değerlendirmek durumundayız. Ahilik sadece esnaf teşkilatlanması değil, bir devlet felsefesidir.
Dünyanın ilk kadın teşkilatlanması da yine Ahiler tarafından kurulmuştur. Ahi Evran'ın eşi ve Evhadud-Din Hamid el-Kirmâni'nin kızı Fatma Bacı tarafından kurulan Bacıyan-ı Rum (Anadolu Kadınları) Ahiliğin bir parçasıdır ve kadın kolları teşkilatı şeklinde de tanımlanabilir.
Ben, Ahiliği bir yönetim şekli olarak anlatıyorum. Bu yönetim şeklinde neler var? Ehliyet liyakatı esas alan bir adalet var. Ehil olmayan birisini asla bir yere getirmiyorlar. İstişare-i danışmayı ön plana alarak işi bilenlere danışıyorlar.
Hayatlarının merkezine ise ahlakı almışlardır. Ahlak Ahiliğin özüdür. Ahilerin tarih boyunca başarılı olmasının en önemli sebeplerinden birisi ahlakı müesseseleştirmeleri ve hayatlarında bunu uygulamalarıdır. Ahi, yalan söylemez, çalmaz, yanlış ölçmez, eksik tartmaz, insanları kandırmaz; toplumun en güvenli insanlarıdır. Ahiliğin 740 kuralı akşamları tekke ve zaviyelerde öğrencilere öğretilmiş, gündüzleri ise bu kuralların hayata nasıl geçirildiği gösterilmiştir.
Örneğin 2 yıl süren yamaklık ile çocukların yetenekleri keşfedilmiştir. Demirci, debbağ veya terzi gibi mesleki alanlarda kendilerini geliştirebilecek olanlar bu alanlarda geliştirilir, daha zeki olanlar ise medreseye ayırılıyorlar. Almanlar da bu eğitim sistemini Ahilerden almışlardır ve ombudsmanlık teşkilatı Ahilik sisteminden doğmuştur. Ancak günümüzde Türkiye'de öğrenciler, yeteneklerine göre yetiştirilmiyor. Ahilik öyle ince düşünceli insanlar yetiştiren bir sistemdir ki; komşusunu daha fazla düşünmeyi de öğreten Ahilik sisteminde çarşı, pazar esnafları ilk siftahlarını yapmışlarsa gelen müşteriyi yanlarındaki esnafa yönlendiriyorlardı.
Ahilik sistemi öyle bir sistemdir ki içerisinde oluşturulan birçok sayıda vakıf bulunmaktadır. Kül Vakfı kurmuşlardır. İnsanlar karda kışta kayıp düşerek zarar görmesinler diye kül vakfı kurmuşlardır. Yoksulluk sebebi ile evlenemeyen genç kızların çeyizlerini hazırlayan vakıflar kurmuşlardır. Yine yoksulluk sebebi ile bayramlarda yeni ve iyi elbise giyemeyen çocuklar için vakıf kurmuşlardır. Şaşırtıcı olan vakıflardan birisi ise borçlarından dolayı hapse düşenlerin borçlarını ödeyecek vakıflar kurulmuştur.
Ahilik sistemi esnaflar arasında bir standart oluşturmuştur. Hileli mal üretenler, müşteriyi kandıranlar önce uyarılıyor, eğer bu davranışlara devam ediyorsa cezalandırılıyordu. Benim hayret ettiğim bir örnek var bu konuyla ilgili, bir esnaf üretmiş olduğu bastonu abanoz ağacından üretmiş gibi sattığı için onu meslekte yolsuzluk yaptığını ilan etmişlerdir. Cezalardan da anlamayan ve Ahilik anlayışına uyumlu bir şekilde mesleğini icra etmeyen esnaflar meslekten men edilmiştir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde meslekten men edilen esnaf artık bu ülke sınırları içerisinde mesleğini icra edememektedir. Önce ahlaken iyi yetiştiriliyorlar, dürüstlüğü öğretip yaşatmaya çalışıyorlar. Bu kurallara uymayanlara mesleklerini yaptırmıyorlar.
Anadolu'daki coğrafi isimlerin bir çoğu Ahiler tarafından konulmuştur. Şehirlere Kırşehir, Gülşehir, Aydın, Tokat demişlerdir. Dağa bakmışlar Hasandağ demiş, Uludağ demişlerdir. Irmaklara bakmışlar Kızılırmak, Yeşilırmak, Aksu, Göksu demişler. Türk dilinin yaşatılması için uğraşmışlardır.
Aşık Paşa, Hacı Bektaş, Hacı Bayram, Yunus Emre bunlar birer Ahidir, Anadolu'daki medeniyeti yoğurmuşlardır. Bu sebeplerden dolayı Ahiliği dar kalıptan çıkararak bir dünya nizamı halinde düşünmek lazım.
Ahilik kutlamaları nasıl yapılmalıdır?
Ahiliği doğru düzgün kutlamak lazım. Bu cümle ile anlatmak istediğim konu şu; Ahiliğin anlamını iyi bilmek lazım. Ahiliği sadece şed kuşanmak ve pilav yemek olarak anlamındaki dar kalıptan çıkarılması lazım. Ahiliği bir şekle sokmak yerine onun özüne inilmesi lazım. Ahilik eğitimi bütünüyle esnaflara ve okullarda da öğrencilere doğru bir şekilde aktarılması lazım.
Ben de gerekli ve yetkili merciler ile yapmış olduğum görüşmeler neticesinde okullarda Ahilik derslerinin yaygınlaştırılması hakkında şunları söyleyebilirim; meslek liselerinde seçmeli ders olarak Ahilik dersinin koyulacağı düşünülmekte. Ancak ben Ahilik dersinin yalnızca meslek liselerinde değil tüm okullarda okutulması gereken bir ders olarak görüyorum. Çünkü en başta da belirttiğim gibi Ahilik yalnızca esnaf teşkilatlanması değildir bir dünya nizamıdır.
Ahiliği doğru olarak anlatabilirsek, törenleri esnafların katılacağı, yaşayacağı, onları doğruluğa itecek tedbirlerle tiyatrosuyla romanlarla anlatabilirsek, Ahiliği gerçek yönleriyle basında yansıtabilirsek ve en önemlisi Ahiliği temsil eden kişilerin de Ahilik ruhunu yansıtması lazım. Bunlar sağlandığı takdirde Ahilik kutlamaları olması gerektiği biçimde kutlanabilecektir.