“Ulusal ve uluslararası sempozyumlarda birçoğu kitaplaşmış olan bildirilerimin yanı sıra incelenen konularda dönemin ve öncesinin Anadolu kültür-tarihi ile bütünlüklü, “Küçük Asya’nın Kır-Şehri”, “Kırşehir Örneklemesi ile Anadolu Abdalları”, “Milli “Mücadelede Kırşehir” adlı kitaplarımdan sonra şimdi de“İstiklâl ve İhtilâli’n Bozkır Serüveni (Kır-Şehri)” adlı yeni bir eserle karşınızdayım.
Bu eserde; Terhis edilmiş ordularının çekirdek kadrolarını hala muhafaza eden komutanlarla ciddi temas halinde, ulusunu milli kalkışmaya ikna etmek için il il dolaşmasının, Anadolu “ihtilali”nin ve “istiklali”nin nefes kesen bozkır serüvenini bulacaksınız. Mustafa Kemal’in; 1243 Moğol istilası altında Konya da bir kukla haline gelen Selçuk sultanlığını andıran İstanbul Sarayı nezdinde, Türk yönetiminin otoritesinin, ezildiği ağır mütareke ve işgal koşullarında, Osmanlı ordusunda askerlerin terhis edilmesini ve silah bırakılmasını reddederek İtilaf Devletleri’ne meydan okuyup ulusu uçurumun dibinden çıkarmasının ve bunun için kılıcını tercih etmesinin de öyküsü…
I. Dünya ve Kurtuluş Savaşı boyunca, savaşın ve özellikle seferberliğin Anadolu’da yarattığı çok yönlü etkileri, mütarekeden sonra köylerine, kasabalarına ve şehirlerine dönen askerlerin üstlendikleri rolü, Millî Mücadele sürecinin küresel olumlu -olumsuz dış faktörleriyle, kâğıt üzerinde kalmış işgal altındaki kukla bir imparatorluk devletinin Milli kalkışmalar karşısındaki pozisyonunu resmetmeye çalıştım.
Yurttaki İşgallere genel olarak tavırlı olan köylü, kasabalı ve şehirli halkın, Osmanlı saltanatına, İstanbul Hükümeti’ne ve millî kalkışmaya bakışını; birçoğu yayınlanmamış hatıratlarla et tırnak ederek kronolojik seyir akışı içinde sunmaya önem verdim.
Hem içerdeki bu kukla sultanlık rejiminin yıkıcı etkileriyle, hem de memleketin işgaline karşı “iki kulvar”da yürütülen millî kalkışmanın bir anlamda “istiklâl”in ve “ ihtilâl”in tarihsel akışı içinde zengin kaynaklarla ve kronolojik seyir içinde tarihsel serencamın akışını bozmadan yerel hatıratlarla bezeli olarak sundum..
Bu kitapta; genel anlatım ve bilgilerin dışında Atatürk’ün Samsun’dan başlayan Millî Mücadele yolculuğu boyunca, kongreler ve nihayet Ankara’ya ulaşmadan önceki son durakları üzerinde de yoğunlaştım, Mucur, Hacıbektaş Kırşehir merkez ve Kaman’da kaldığı 5 günün yine hatıratlarla dolu anlatımı üzerinden, Kırşehir’in uzun soluklu serencamının "Millî Mücadele" boyutunda daha bir detay çalıştım. Lokal olayları tararken, konuyu tümüyle genelleştirmemekle birlikte, daha çerçeveli kavranabilmesi yönüyle, devrin ülke manzarasıyla bütünlüklü olarak sunmaya özen gösterdim.
.Şehirmonografileri ve kroniklerinin derinliği, genel olarak tarihimize de bir farklı zenginlik katar ki bu çalışmamda kaynak taramalarında bunun eksikliğini çok hissettim. Yüzü geçkin değerli eserde ve kaynaklarda hatta birebir röportajlarda, aynı olayların farklı anlatım ve yorumlarında yalnızca gerçeği ortaya koymayı hedefleyen bir yaklaşım içinde oldum.
Genel olarak Kırşehir tarihi üzerine 1940’larda merhum Kırşehir tarihi yazarı Cevat Hakkı Tarım’ın getirdiği noktadan bu yana ciddi ilaveler ve tespitler oldukça zayıf kaldı. Zayıf kaldı çünkü araştırmacıların önünü açacak verilere, özellikle de yerel tarih araştırmalarına ulaşım kolaylığı hala sağlanabilmiş değil. Oysa bir üniversitemiz vardı ve kentte pekâlâ araştırmacılara ciddi bir veri kaynağı olacak çalışmaları yapabilirdi.
Türkiye'nin bütün önemli kütüphaneleri taranarak Kırşehir konulu ve kaynaklı eski ve yeni harfli kitap ve süreli yayın ne kadar doküman varsa asılları ya da birer nüsha suretleri şeriyye sicilleri, tapu tahrir defterleri başta olmak üzere Kırşehir hakkındaki bütün tarihi evrakın mikrofilmlerini veya CD'lerini toparlayıp araştırmacıların önünü açabilecek bir üniversite donanımı maalesef yok.
Bu kitap 40 yıllık araştırmacı gazeteciliğin, yazarlığın ve yayıncılığın birikimi üzerinden son bir yıllık yoğun çalışmanın ürünüdür. Bu süreçte yerel malzemelerle zenginleşmenin sınırlarını zorladığımı söyleyebilirim ki şehir kroniklerinin önemi de işte bu noktada başlıyor.
Bu kitabımın, alanında yeni ve daha oylumlu çalışmaları teşvik edeceğine inanıyorum” ADNAN YILMAZ
İstiklâl ve İhtilal’in Bozkır Serüveni (Kırşehir)” adlı eser, sadece metin neşriyle sınırlı kalmamış, yukarda değindiğimiz konular ile birlikte, çeşitli hatıratlar, özel şahıslardan elde edilen önemli bilgilerle şimdiye kadar ulaşılamayan olaylara kaynaklık etmesi nedeniyle önemli bir eserdir. Genel kültür-tarih donanımı yanında Kırşehir ve yöresi hakkında geniş bir bilgi hazinesi olan bu güzel eseri hazırlayan Sayın Adnan Yılmaz’ı kutluyorum.” BAKİ YAŞA ALTINOK
“Tahin son yıllarda görülen bir başka talihsizliği de “yerel tarih”i ulusal tarihin karşısına çıkarmak aymazlığıdır.
Oysa yerel tarih ve ulusal tarih bir bütündür. Yerel olan, üzerinde gövdeleneceği ulusal- demokratik zemin berkitilmeden -olsa olsa- evrensel pazarda bir garnitür olarak kalmaya yargılıdır. Ulusal olan atlanarak, ulusala eklemlenmeden yerel atıyla çıkılacak bir serüvende, evrensellik değil ama, küresel sözde demokrasinin eşitsiz bir üyesi olmak sağlanabilir ancak.
İşte bu kitap (“İstiklâl” ve “İhtilâl”in Bozkır Serüveni) bu tuzağa düşmeden, yerel ve ulusal bütünlüğün bilinciyle kaleme alınmış bir yapıttır. Yapıtın adındaki “Bozkır”ı yerel tarih olarak algılayabilirsiniz. Bu bozkır Anadolu coğrafyasıyla ve dört denizle, yani ulusal Kurtuluş ve Kuruluşu’muzla kucaklaşıyor.
Adnan Yılmaz, tamamen birinci elden kaynaklara, belgelere dayalı; Halil İnalcık, Bülent Tanör, Doğan Avcıoğlu, M. Cemil Özgül, Faruk Sümer, Fahri Belen, Hazım Tepeyran, Enver Ziya Karal, Bilal N. Şimşir gibi saygın tarihçi ve araştırmacılarımızın yapıtlarından da yararlanarak güzel bir çalışma yapmış ve güzel bir yapıt ortaya çıkmış.
Özetle, yerel ve ulusal tarih bütünlüğünün bir örneği olan bu yapıtı, Cumhuriyetimizin birinci yüzyılında yarım kalan Cumhuriyet destanımızın, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında tamamlanması uğraşımıza tarih alanından önemli bir katkı olarak değerlendiriyor ve Sevgili Adnan Yılmaz’ı bu değerli katkısından dolayı kutluyorum.” ABDÜLKADİR PAKSOY
“Çalışmalarını yakından izlediğim araştırmacı gazeteciliğin, yazarlığın gereğini fazlasıyla yerine getiren Adnan Yılmaz’ın Kurtuluş Savaşı yıllarında Kırşehir’i anlatan eserini (“İstiklâl” ve “İhtilâl”in Bozkır Serüveni) daha basılmadan okudum. Huyum gereği yanlışlık veya eksiklik aradım ki; basıma girmeden uyarayım istedim, bulamadım. Büyük bir eksikliğe parmak basmış Adnan Bey. Bir boşluğu dolduracak bir eser çıkarmış ortaya. Resmi tarihin dışında yazılmış eser” OSMAN BÜKÜLMEZ