"Yahu hemşerim, göbek hortumuyla her türlü ihtiyacın karşılanıyor. Güzelce besleniyor, ekmek elden su gölden, armut piş ağzıma düş, unun boynuma tuzun boynuma, gel gir koynuma. On dönüm bostan, yan gel yat Osman. Ama şu göz, kulak, el ayakların burada hiçbir işe yaramıyor. Bunun hikmeti nedir? Eğer cevap verseydi şöyle derdi. "Yakında Dünya denen geniş bir âleme yolculuğa çıkmış olacağım. O uzuvlarım çok işime yarayacak. "diye cevap verirdi Bizlerde yaradılış mucizesine lâyık görülmüş, başımıza Devlet Kuşu konmuş ebede namzet kullarız. Fakat bu Dünya da az bir müddet kalacağız. Ama nefsimizin binlerce istekleri, arzuları, hasretlik çektikleri var. Ne olacak şimdi? Tıkandık kaldık. Binlerce istek, arzu, ümit ve beklentilerimiz askıda kaldı. Devamlı sonsuz kaliteli bir hayat, ağrısız bir yaşam istiyorduk. Oysa Dünya hayatı bir tadımlık yer. Yarın Mahşerde "Dünya da ne kadar kaldınız "sualine karşı "Bir gün veya bir günden biraz fazla "denilecek kadar kısa bir hayat. Çabuk geçti. Hiçbir şeye doyamadık. Güzel şeylere hasret kaldık. Boğazımıza tıkandı. Tam buldum derken elimizden uçtu gitti.
İşte tam bu sırada Evrenin icat eden sahibi ve Mâliki Ezel Ebed Sultanı Allahû Teâlâ’nın Rahmeti imdadımıza yetişip, bizleri bu müthiş sıkıntıdan kurtarıyor. Para, kira hiçbir hastalığın, yaşlılık ve ihtiyarlığın düşmanın olmadığı, nefsin her arzusunun yerine geleceği, çalışmanın yorulmanın olmadığı, Cennetin çok yıldızlı otellerinde, masraflar Gâni ismine ait olmak üzere, vaat edilen, binlerce söz verilen, Dünya ana karnına göre nasıl genişse, Cennet de Dünyaya göre öyle geniş olan bir âlem. (Daha fazlası Rüyetûllah ) Serbest iradesini, ailesi ve topluma faydalı yönde kullanan bahtiyar kullarını bekleyen bir hayat bir yaşam.
O'nun her şeye gücü yeter. Verdiği sözden asla caymaz. Çünkü O Âlemlerin Rabbidir. .
Selâm ve Sevgiler.