Allah’ın resulü bir hadisi şeriflerinde” amaller niyete bağlıdır” insan öyle bir teslimiyet ve bağlılık içindedir ki yaratana tamamen kalbi bir bağlılık içerisinde olursa hiç bir zorluk ona fayda vermez veremezde. Bu hep böyle olmuştur, böylede olacaktır. Şu kısacık ömürde Allahın sevgili kulları peygamberleri ne badirelerden ne çemberlerden geçmişler yinede yılmamışlar azimle kararla rabbinin gösterdiği yolda gitmeye devam etmişlerdir. Nitekim Nemrut İbrahim as ateşe atmaya karar verdiğinde İbrahim as. Saffat Suresi 37/99 suresi: İbrahim: “Ben dedi doğrusu rabbime gidiciyim. O bana yol gösterir” kalbi özü sözü ile bağlanan İbrahim peygambere ateş hiç tesir etmeden çıktı ve yoluna devam etti.
Öyle ise iman sahibi öyle güçlü bir bağ ile bağlanmalıdır ki kıldığı namaz yaptığı dua ve hayrı hasenatları onu korusun.
Adam sende bizde Allah’a inanıyoruz deyip de elinde içki şişesi bindiği bir arabaya maşallah yazısı yazmakla korunur mu sanıyorsunuz. Sarhoşun arabası yan yatarsa maşallah yazısı da yan yatar ancak kalben bağlanmak onu korur.
Kalbine Allah sevgisi yerleşen bir Müslüman verdiği iman aşkı ile bütün kötülüklerden korunur kalbi felah bulur. Nitekim Musa as. bütün kötülükleri yapan firavun Kızıldeniz’de helak olmadı mı? Nuh’a inanmayanlar azgın sularda boğulmadı mı?
Lut kavmi inadı yüzünden yerle bir olmadı mı?
Allahın Resulü hicret ederken Sevr Mağarası’na sığındığında kalbinde korku olan Ebu Bekir “Korkma ya Ebu Bekir Allah bizimle beraberdir” Ayetin meali ile korunmadı mı?
Kalbinde güçlü bir iman aşkı olan Müslüman bütün kötülüklerden korunur inşallah.
Müslüman herhangi bir olay karşısında adam sende bir defalıktan ne olur dememeli Allah’a bütün kalbi ile bağlanarak tevekkül etmelidir.
İçki bütün kötülüklerin anasıdır ayeti kerimesini bildiği halde hala o kötülüğe devam eden düze çıkabilir mi?
Bir gün hz. Hüseyin Kerbela’da ordusuna muazzam bir konuşma yaptı fakat sözleri pek fayda vermedi Hüseyin’in oğlu Aliekber “Ey babam siz içinizi döken bir konuşma yaptınız fakat sözleriniz orduya pek tesir etmedi sebebi nedir” diye sorduğunda hz. Hüseyin o ibretlik cevabı verdi.
Evladım onların karınları yezidin onlara yedirdiği haram lokma onların boğazlarından geçtiği için sözlerim onlara tesir etmedi buyurdu.
Bu gün karnımız haramlarla doyar iken gönlümüz doğrulara ulaşabilir mi? İçimizde ilahi aşk sevgisi ne kadar yer edebilir bunun muhasebesini hiç yaptık mı? Evladı iyalimize mallar servetler tapulu arsalar bırakmak için hangi faiz ve tefecilerle iş birliği yaptık bunların hesabını yaptık mı hiç söyleyip anlattık mı namaz kıl oruç tut doğrulardan ayrılma dedik mi? Faydasız mal da faydasız ilim var mı biri birinden farkı.
Öyle ise cehennemin odunlarını kendi ellerimizle toplayıp aile efradınızı kendi ellerimizle o ateşin içine ittiğimizi düşündük mü hiç. Sabah ezanları okunup “haydin namaza namaz uykudan hayırlıdır” ibaresini duyduğumuz halde aman hanım üşümesin çocuklar, üstünü iyi bastır derken hadi evladım sabah vaktidir hadi namaza kaçımız dedik.
Hep birer birer geçtik bu yolları ne kaldı elimizde bir avuç çamur bir kaç çalı çırpı gerisi boş gerisi hayal. Var sende uğraş dur. Şu üç beş günlük dünya. Sonun beyaz bir kefen içinde iman aşkı varsa ne mutlu.
Sağlıcakla kalın esen olun.