EY İNSAN!

Ey insan!

Kerim olan Rabbine karşı seni ne aldattı... O değil mi seni yaratan ve güzelce şekil veren... O değil mi seni atılmış bir damla sudan halk eden! Kâinatı anlamak için dâhilde ve hariçte birçok hasletle donatan Allah seni neyle muhatap kıldı bir bak lütfen…

Ey insan!

Seni yarattıklarının birçoğundan üstün tutan Allah başıboş bırakır mı seni? Her şeyi fena ile me’lul kılan Zü’l Celali ve’l İkram sadece kendi vechinin baki olduğunu haber vermekle bize neyi işaret ediyor? Niçin cennete kondun, neden ağaca yaklaşmaktan men edildin, neden Şeytan’ın iğvasını kabul edip yasak meyveyi yedin de cennetten tard edildin? Niçin günahını itiraf eden atan Âdem affedildi de kibirlenip azgınca Allah’a başkaldıran Şeytan lanete uğradı?  Peygamberlerin art arda gönderilmesinin hikmeti Allah’ın kullarına olan şefkati değil mi? Neden peygamberinin getirdiği apaçık delileri yalanlayan yoldan çıkmış Ad kavmini,  Semud kavmini ve Nuh(as) ‘un kavmini örnek aldın da ma’siyet yarışında ipi en önde göğüsledin?

Ey İnsan!

Şayet beşer, işlediği günahları yüzünden hemen muaheze edilseydi yeryüzünde hiçbir dabbe kalır mıydı? Öyleyse sen neden bu kadar acelecisin hüküm verip cezalandırmada… Neden bu acele, neden bu merhametsizlik’ Yedi milyardan fazla insanın yaşadığı yerkürede kaç milyar insanın İslam’dan bihaber olduğunu hatırla da bir Müslüman olarak vazifeyi ifa vechesinde noksanlarını hesapla, tebliğin ve teybinin şahitliğinde, vasat ümmet maddesinde sınıfta kalmanın sebeplerini ara…

Bu mevcudat abes olarak yaratılmadı ki dünya hayatının cazibesi hayatın tek gayesi olsun. Yüce Rabbin seni seviyor, senin için iyi şeyler murad ediyor ki peygambersiz ve vahiysiz bir zaman dilimi bırakmamış… Nefsine iltifat et, ruhunu dinle; kendine çeki düzen ver, ahvalinde yoğunlaş, ıslah için niyet beyanında bulun… Sonra da düşün…

Ey insan!..

Kerim kitabımızın bizi çağırdığı yere bir bak! Bize hatırlattığı hususları tefekkür et lütfen…Şu kısacık dünya hayatını biricik gaye edinen bedhahların geri dönüş için yalvarışlarından ibret al…İyice tefekkür et....Kevni ayetlerle Kitaptaki ayetleri kıyas et...Yeryüzünü, gökyüzünü  gece ve gündüzü, müterakim bulutları , ölmüş arza hayat sunan yağmurun habercisi rahmet rüzgârlarını  düşün...Hasılı bütün mevcudatı anlamaya çabalayarak, onların tesbihatına kulak ver! Dar-ı Beka ’da ne kendi amellerine ne de kimsenin şefaatine güven… Sadece ve sadece Aziz ve Celil olan Rabbinin rahmetine sığın.

Ey insan!

Sen neyin gayretindesin, ne için bu biteviye çabaların! Hangi arzunu kimden talep etmenin peşindesin? Asiliğin, serkeşliğin hangi istasyonda indirecek seni! Kimin mülkünde kime başkaldırıyorsun? Nerede ne zaman ineceksin hırs atından! Hayatının her anını kuşatan bu hengâme, bu izdiham ne vakit bitecek! Hangi metanın peşinde tüketiyorsun sayılı ömrünü! Bak!

Ecel ağzını açmış seni bekliyor! Sana doğruyu söyleyenin sözüne kulak ver!  

Ayartıcı her şeyden yüz çevir. Seni tek olarak yaratan, tek olarak öldürecek sonra yine tek başına huzurunda hesaba çekileceğin, Rabbine yönel. Kalbini temizle .Ruhunu yıka...Nadim ol...Sonra dosdoğru bir yolun tam ortasında sürdür bundan sonraki hayatını.. Hayat serüveninin biteceği güne kadar salih amelin peşinde koş...

Ey İnsan!

Kendi varlığınla daha önce yaşam sürmüş nice insanların hayatını karşılaştır ve hayatın gayesini anlamaya çalış. Ontolojik sorularına mukni cevaplar bulmadan kendini salma yaşam denizinin azgın sularına..

Cenabı Hakk bizi sınamadan bırakmayacağını beyan ediyor Ankebut suresinde. Şu anda sınavın kaçıncı sorusuna geldik ve diğer sorular nasıl bilemiyoruz. Duamız odur ki Yüce Allah’tan; şu kısacık ve çoğunlukla dert, keder, meşakkat, mahrumiyet, hastalıklar ve mutsuzluklarla geçen ömrümüzde Hesap Günü pişmanlıktan parmaklarını ısıran ateşe müstahak kulları gibi olmaktan muhafaza buyursun bizleri.