Eğitim Bir Sen Kırşehir Şubesi, Eğitim Bir Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz’un kaleme aldığı “Önce Öğretmen” başlıklı yazıyı kamuoyuyla paylaşarak, Milli Eğitim Akademisi için yapılan kontenjan dağılımında yaşanan adaletsizliklere ve öğretmen yetiştirme politikalarındaki sorunlara dikkat çekti.
Yayınlanan açıklamada, Milli Eğitim Akademisi, Öğretmenlik Meslek Kanunu, eğitim fakültelerinin geleceği, mülakat sistemi, norm kadro fazlalığı ve proje okul atamaları gibi konuların son iki yıldır sadece tartışıldığını; ancak somut ve çözüm odaklı bir adım atılmadığı vurgulandı.
"Karmaşa, plansızlık ve hak kayıpları içinde debeleniyoruz"
Eğitim Bir Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz’un yazısında yer alan ifadelerde, yıllardır konuşulan fakat hayata geçirilemeyen yapısal reformlara dikkat çekilerek şu değerlendirmelere yer verildi:
“Başımızı iki elimizin arasına alıp sayısal verilerin gereğini yapacağımıza, hep beraber çıkarttığımız kargaşada yüksek sesle bağırarak haklı olduğumuzu göstermeye çalışıyoruz. Hâlbuki zaman kaybediyor, büyük bütçeler ayırarak gençlerimizin hayatını karartıyor, yazık ediyoruz.”
“Bitlis BİM’e tayini çıkan öğretmen adayı her şeyi özetliyor”
Talat Yavuz’un kaleme aldığı yazıda, eğitim sistemi içerisindeki plansızlığın gençler üzerinde yarattığı tahribata da dikkat çekildi. “Benim tayinim Bitlis BİM’e çıktı.” diyen bir öğretmen adayının sözleriyle özetlenen bu tablo, yalnızca atanamayan öğretmenleri değil, tüm genç nüfusu etkileyen derin bir sistemsel soruna işaret ediyor.
Kontenjan plansızlığı ve ücretli öğretmenlik eleştirildi
Yazıda, kontenjanların yıllara göre düşmesi, branşlara göre dengesiz dağılım yapılması ve mezun sayısının ihtiyacın çok üzerinde olması gibi başlıklarda MEB’in ciddi planlama eksikliği yaşadığı belirtiliyor. Aynı zamanda, devletin kendi eliyle oluşturduğu ücretli öğretmenlik sisteminin “ülkemize yakışmayan şartlarda” sürdüğü ve bu durumun mesleğin saygınlığına zarar verdiği vurgulandı.
“Milli Eğitim Akademisi pansuman bir tedbirdir”
Öğretmen yetiştirme süreçlerinin nitelikli ve planlı bir şekilde yürütülmemesinin büyük bir problem olduğuna dikkat çeken açıklamada, kurulmakta olan Milli Eğitim Akademisi’nin öğretmen adaylarını sürecin en son aşamasında muhatap alarak köklü çözüm getiremeyeceği, aksine sadece geçici ve pansuman bir tedbir olacağı vurgulandı.
“Köklü çözüm YÖK, MEB ve Akademi iş birliğinde saklı”
Eğitim Bir Sen tarafından yapılan değerlendirmede, YÖK, MEB ve Milli Eğitim Akademisi’nin bir araya gelerek branş rekabetlerinden, ek atama taleplerinden ve sözleşmeli öğretmenlik tartışmalarından uzak, çağdaş ve sürdürülebilir bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirmesi gerektiği ifade edildi.
Son olarak yapılan çağrıda, “Bu sistem kurulabilir ve ülkemizin geleceği açısından hayati öneme sahiptir” denilerek, öğretmenlik mesleğini yeniden inşa edecek, gençlere güven verecek, adaletli ve planlı bir modelin inşası için tüm paydaşlara çağrıda bulunuldu.