35 yıl öğretmenlik yapmış emekli bir bayan öğretmen, pragram bitiminde Vali ve Milli Eğitim Müdürü’ne böyle çoşkulu bir bayram kutlaması düzenlemelerinden dolayı teşekkür ettiğini ve bunun her milli bayramlarda aynen bu şekilde çoşku ile kutlanmasını söylediğini ifade etmiştir.
Bu anlamlı girişten sonra, 19 Mayıs 2024 tarihi Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 105’nci yıldönümü Yeniçağ Gazetesi’nin Atatürk’ün “Bu millet esir yaşamaktansa, mahvolsun daha iyidir. Öyleyse ya istiklal ya ölüm” özdeğişi ile Nisan ayının son haftasında yazmaya başladığım yazı dizimize devam edelim. Bu ve buna benzer tarihi olayları yazmamın amacı, gerçekten yaşanmış bu değerlerin unutulmaması ve tekrar hatırlanmasıdır.
Mustafa Kemal Paşa’nın Amasya’dan Sivas’a hareketi ve oraya varışı ilginç bir nitelik taşır. Bunu, Paşa şöyle açıklıyor: “…25 Haziran’a kadar Amasya’da kaldım… o tarihlerde Dahiliye (İçişleri) Nezaretinde bulunan Ali Kemal Bey, benim azledildiğim ve artık benimle hiçbir resmi işleme girişmemek ve hiçbir isteğimi yerine getirmemek hususunda şifre ile tamim yapmıştı…Bu şifre tamimden, benim ancak Sivas’a geldiğim 27 Haziran 1919 tarihinde haberim oldu…Ali Kemal Bey’in bu tamimi memurların ve halkın düşüncelerini gerçekten bölünmeye yöneltmiş. Her yerde eksik olmayan menfi ruhlu kimseler, derhal aleyhime propagandaya ve faaliyete geçmişler. Bu yolda menfi görünümlerin ve girişimlerin en önemlisi Sivas’ta hazırlanmaya başlanmış…Dahiliye Nazırı Ali Kemal Bey’in tamimle verdiği emrin tarihi olan 23 Haziran günü, Sivas’ta Aili Galip Bey isminde bir zat, on kadar arkadaşı ile hazır bulunuyormuş. Bu zat İstanbul’dan Mamuret-alaziz (Elazığ) valisi olarak gönderilmiş olan Erkan-ı Harp Miralayı (Kurmay Albay) Ali Galip’tir Güya vilayetin ikinci derecede memurları olmak üzere, bir takım insanları İstanbul’dan seçmiş, beraberinde götürüyor. Ali Galp, yolu üzerinde bulunan Sivas’ta durmuş özel görevi bulunduğune şüphe edilmemesi gereken Ali Galip, orada derhal kuvvetli taraftarlar bulmuş. Görevini iyi başarmak için tertipler ve tedbirler almaya başlamış. Dahiliye Nezaretinin aleyhimdeki emri gelir gelmez, eylemler başlamış Sivas sokaklarında, benim; hain, asi, muzır bir adam olduğuma dair duvarlara yaftalar yapıştırılmış. Kendisi de, bir gün Sivas’ta vali bulunan Reşit Paşa merhumunun yanına giderek Dahiliye Nezaretinin emrinden bahsettikten sonra, Sivas’a gittiğim takdirde hakkımda tatbik edileceği muameleyi sormuş. Reşit Paşa’nın ne yapabileceğini açıklamasını istemiş. Ali Galip ben senin yerinde olsam, derhal kollarını bağlar, tevkif ederim ve senin de böyle yapman lazımdır, Demiş. ReşitPaşa, bu işin bu kadar basit olacağına inanmamış; Müzakere hayli uzamış. Müzakereye iştiyak edenler çoğalmış… hatta bir kısım ahali, verilecek kararı anlamak üzere toplanmış…(Amasya’da) ayın 25. Günü, Sivas’ta aleyhimde bazı münasebetsiz hallerin cereyana başladığını öğrendim. 25/26 Haziran gecesi yaverim Cevat Ahmet Bey’i çağırdım ve yarın sabah karanlıkta Amasya’dan güneye hareket edeceğiz, dedim… Hareketimiz hiçbir tarafa telgrafla bildirilmeyecek ve mümkün olduğu kadar Amasya’da ifşa olunmayacaktı. 26 Haziran’da Amasya’dan hareket ettim. Tokat’a gelir gelmez telgrafhaneyi kontrol altına aldırarak benim varışımın Sivas’a ve hiçbir tarafa bildirilmemesini temin ettim. 26/27 Haziran gecesini orada geçirdim, 27 Haziran’da Sivas’a hareket ettim. Otomobille Tokat-Sivas arası yaklaşık altı saattir. Sivas Valisine, Tokat’tan Sivas’a hareket ettiğime dair açık bir telgraf yazdım. İmzada Ordu Müfettişi unvanını kullanmadım. Telgrafta bile bile hareket saatimi yazmıştım. Fakat , bu telgraf hareketimden altı saat sonra çekilmesini ve o zamana kadar hiçbir suretle Sivas’a haber verilmemesini temin edecek tedbirler aldım…Sivas’ta Ali Galip Bey ile Reşit Paşa arasındaki münakaşanın hararetli bir safhasında, Reşit Paşa’nın eline, benim Tokat’tan çekilen telgrafı verirler. Reşit Paşa, hemen Ali Galip Bey’e uzatır, ‘işte, kendisi geliyor, buyurun, tevkif edin’ der. Reşit Paşa telgrafta yazılı olan hareket saatini görünce hemen kendi saatini çıkarır, bakar… Efendim, geliyor değil, gelmiş olacaktır,diye ilave eder. Bunun üzerine, Ali Galip: Ben tevkif ederim dedimse benim vilayet dahilinde olursa tevkif ederim, demek istedim, deyince; öğle ise istikbale (karşılama) gidelim, diyerek toplantıya son verirler… “Sivas şehrinin girişine geldiğimizde; caddenin iki tarafı büyük bir kalabalıkla dolmuş, askeri birlik esas duruşunu almış bulunuyordu. Otomobilerden indik.Yürüyerek askeri ve ahaliyi selamladım. Bu manzara, Sivas’ın muhterem ahalisinin ve Sivas’ta bulunan subay ve ve askerlerimizin bana ne kadar bağlı ve sevgi ile dolu olduğunu ispat eden canlı bir şahir idi…” D. edecek