ATATÜRK VE KURTULUŞUN BAŞLANGICI 19 MAYIS (15)

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. Yıldönümünü ilimiz stadında çoşku ile kutladık.

35 yıl öğretmenlik yapmış emekli bir bayan öğretmen, program bitiminde Vali ve Milli Eğitim Müdürü’ne böyle çoşkulu bir bayram kutlaması düzenlemelerinden dolayı teşekkür ettiğini ve bunun her milli bayramlarda aynen bu şekilde coşku ile kutlanmasını söylediğini ifade etmiştir.
    Bu anlamlı girişten sonra, 19 Mayıs 2024 tarihi Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 105’nci yıldönümü Yeniçağ Gazetesi’nin Atatürk’ün “Bu millet esir yaşamaktansa, mahvolsun daha iyidir. Öyleyse ya istiklal ya ölüm” özdeyişi ile Nisan ayının son haftasında yazmaya başladığım yazı dizimize devam edelim. Bu ve buna benzer tarihi olayları yazmamın amacı, gerçekten yaşanmış bu değerlerin unutulmaması ve tekrar hatırlanmasıdır.
 Geçen hafta Havza’da bulunan Mutafa Kemal Paşa’nın İngilizlerin isteği üzerine Harbiye Nazırı tarafından İstanbul’a derhal dönmesi istenmesi üzerine, Paşa bunu, 11 Haziran tarihli bir telgrafla Kazım Karabekir Paşa’ya bildirir (özetle):

“…Vermiş olduğum kararın milletin haklarını ve istikbalini temin uğrunda milletle beraber çalışmaktan ibaret olduğunu siz değerli kardeşime her zaman arz etmiştim. Bu amaç, milletin bağrına sığınarak namus ve vicdan görevini yapmaya fedakarlıkla devam etmeyi emreder. Emsalimiz gibi İngilizlere esir olmak üzere İstanbul’a gitmek istemiyorum. Vatan görevime devam edebilmekteğim, kuşkusuz, sizin gibi aynı düşünce ve kanaatte bulunan kardeşlerimin de her zaman ve her durumda dost ellerine ve yardımlarına bağlıdır. Bugün vermeye mecbur olduğum bu fiili kararın yarın namus ve hamiyet sahibi bütün arkadaşlarımız tarafından verilmesinin gerekeceğine hiç şüphe yoktur. Merkezi Hükümet (İstanbul Hükümeti) kandırma yolu ile İstanbul’a çağırma planını takip eylediğinden; ben de mümkün olduğu kadar zaman kazanmak ve karargahımı memleket içerisine sokmak için, aynı usulde karşılık vermekte ve haberleşmekteyim..”
  Anadolu’da milli teşkilat fikri yaygınlaşmaya başlamıştı.
  Mustafa Kemal Paşa, 12 Haziran günü karargâhı ile birlikte Havza’dan ayrılarak, çevre güvenliği bakımından daha uygun bir yer olan Amasya’ya gider. Burada bulunduğu iki haftalık (12-25 Haziran 1919) süre içinde milli teşkilatı geliştirme yolunda yine yoğun bir çaba içerisindedir. Ama İstanbul’a geri çağrılmış olduğundan da tedirgindir. 14 Haziran Padişaha gönderdiği telgrafta, yabancıların tutumlarını eleştirerek şu kararını belirtir.”

…Eğer zorlanırsam, görevimden istifa ederek, daha önce de olduğu gibi, Anadolu’da milletin bağrında kalacağım ve vatani görevime bu kez daha belirgin adımlarla devanm edeceğim. (Devam Edecek)