19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. Yıldönümünü ilimiz stadında çoşku ile kutladık. 35 yıl öğretmenlik yapmış emekli bir bayan öğretmen, pragram bitiminde Vali ve Milli Eğitim Müdürü’ne böyle çoşkulu bir bayram kutlaması düzenlemelerinden dolayı teşekkür ettiğini ve bunun her milli bayramlarda aynen bu şekilde çoşku ile kutlanmasını söylediğini ifade etmiştir.
Bu anlamlı girişten sonra, 19 Mayıs 2024 tarihi Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 105’nci yıldönümü Yeniçağ Gazetesi’nin Atatürk’ün “Bu millet esir yaşamaktansa, mahvolsun daha iyidir. Öyleyse ya istiklal ya ölüm” özdeğişi ile Nisan ayının son haftasında yazmaya başladığım yazı dizimize devam edelim. Bu ve buna benzer tarihi olayları yazmamın amacı, gerçekten yaşanmış bu değerlerin unutulmaması ve tekrar hatırlanmasıdır.
Mustafa Kemal Paşa, milli gösteriler ve protestolarla ilgili genelgesi üzerine girişilen milli faaliyetin mahiyeti ve kapsamı hakkında bilgi isteyen Harbiye Nezaretine de 30 Mayıs’ta şu cevabı verir: “…Bütün bu gösteriler, itilaf devletlernn Türk’ün milli izzeti nefsine, ecdatından miras kalan meşru hakkına karşı zalimce tecavüzlerinden dolayı, kaynayan Türk ve Müslümandan başka bir şey değildir. Bu heyacan, memleketin en uzak köşesine kadar yaygındır, geneldir…” Bu arada Sivas çevresindeki Ermenilerin güvenliği ile ilgili olarak, İngiliz geneldir…” Bu arada Sivas çevresindeki Ermenilerin güvenliği ile ilgili olarak, İngiliz Yüksek Komiserliğinin verdiği notayı Harbiye Nezaretinin 31 Mayıs’ta Mustafa Kemal Paşa’ya göndermesi üzerine, 3 Haziran’da verdiği kesin cevabı, aynı zamanda ilgili komutanlıklara , valilik ve mutasarrıflıklara da bildirir.
Bu cevapta özellikle şu hususlar dikkati çekiyor: “Ne Sivas’ta ne de çıvarında endişi edilecek hiçbir hal yoktur…İzmir’in ve Manisa’nın işgali le ilgili acı haber üzerine, Müslüman halk tarafından yapılan ve Hristiyan unsurlar hakkında hiçbir düşmanca fikir taşımayan toplantılardan, belki de bazılarının ürkmüş olmaları akla gelebilir. İhtilaf devletleri milletimizin hukuk ve istiklaline saygılı kaldıkça ve millet, vatanın bir bütün olarak korunmasında emin bulundukça, Gayrimüslüm unsurlarının korkmalarına hiçbir sebep yoktur. Bu hususta devlete karşı her türlü sorumluluğu üstlenir ve buna tamamiyle emniyet buyrulmasını temenni ederim. Fakat milli istiklali ve varlığı yok eden ve hayatın bekasını tehlikeye düşüren işgal, suikast ve saldırı gibi, İzmir yöresinde görünmekte olan eylemlere benzer olayların meydana gelmesine karşı, ne milletin vicdanında duyduğu heyacan ve acıları ne de buna dayanan milli gösterileri engelleme ve durdurma için kendimde ve hiç kimsede kudret ve takat göremeyeceğim gibi bu yüzden meydana gelecek olay ve eylemler karşısında da sorumluluk kabul edebilecek ne kumandan ne mülkiyre memuru ve ne de hükümet tasavvur ederim.” (Devan Edecek)