Plan ve Bütçe Komisyonuna katılmak isteyen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya CHP’li bazı milletvekilleri tarafından geçit verilmedi. Yapılan konuşmalar sonrasın geçişine izin verilmeyen Bakan Yerlikaya Komisyon Toplantı Salonuna ilerlemek isteyince TBMM koridorlarında arbede çıktı. İki parti grubu arasında yaşananlar sinilerin gerilmesine sebep oldu. Yaşanan arbede sonrasında AK Parti Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan. Komisyon toplantısında açıklama yaptı. İşte Vekil Erkan’ın yapmış olduğu açıklama;
“Komisyon Başkanım, Bakanım, Gazi Meclisimizin kıymetli milletvekilleri, değerli basın mensupları; İçişleri Bakanlığımızın 2025 yılı bütçesi görüşmelerinin vatana ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bakanımız Ali Yerlikaya başta olmak üzere, ülkemizde güven ve huzuru sağlama adına gecesini gündüzüne katan İçişleri Bakanlığımızın tüm personeline milletimiz adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli Komisyon üyeleri, ülkemizde en temel sorunlardan biri olan şiddet son yıllarda ivmelenerek tüm insanlık için küresel bir tehdit hâline gelmiştir. Öyle ki bu yıl 50'den fazla ülkedeki seçimlerin ana tartışma konusu şiddet olmuştur. Politika yapıcılar, kadın ve çocuklara yönelik fiziksel şiddet, duygusal şiddet ve siber şiddet gibi daha pek çok konuda kamuoyunun beklentisini karşılamaya çalışmış, bu konulardaki vaatlerini paylaşmışlardır.
Seçim yapılan 50 ülkenin nüfusu neredeyse dünya nüfusunun yarısına denk gelmektedir. Bir diğer ifadeyle, dünyanın yarısı politika yapıcılardan giderek artan, hatta bazı coğrafyalarda kurumsallaşan şiddete çözüm bulmalarını istemiştir. Dahası Dünya Sağlık Örgütünün şiddet konusundaki raporları dünya nüfusunun yarısında değil, neredeyse tamamında şiddetin toplum sağlığını ciddi ölçüde tehdit eden bir salgın hâline geldiğini göstermektedir.
Özetle, şiddet, sadece ülkemizin değil, gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın tüm ülkenin ortak sorunu hâline gelmiştir. Burada şiddetin tarihçesine, türlerine ve özelliklerine girerek vaktinizi almak istemiyorum. Sunmaya çalıştığımız çerçeve tüm dünyada giderek artan şiddetin eğer önlem alınmazsa demokrasileri daha da zedeleyeceği, kamu otoritesini sarsacağı ve en önemlisi de sarmal hâline gelerek insanlığı küresel çıkmaza sokacağı hususudur.
İçişleri Bakanlığımız artan bu küresel tehdit karşısında politikalar geliştirmekte, her türlü şiddete karşı azimle, sabırla ve büyük kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir. Kişilere karşı işlenen suçlar başta olmak üzere, şiddet başlığı altındaki pek çok konuda geçtiğimiz yıla göre bu yıl önemli oranlarda azalmalar yaşanmıştır; bu önemli bir iyileşmedir. Yine, son bir yılda yürütülen çalışmalarda suç örgütleri çökertilmiş, uyuşturucu tacirlerine göz açtırılmamış, siber suçlarla mücadele gibi pek çok hususta önemli mesafeler katedilmiştir. İnşallah, önümüzdeki yıl ilgili konulardaki katedilen mesafe daha da katlanacaktır, bu konuda Bakanlığımıza olan inancımız tamdır. Bu konuyla ilgili Bakanlık rakamlarını tekrar ederek vaktinizi almak istemiyorum. Üzerinde durmak istediğim konu, şiddet olayları üzerinden şiddeti meşrulaştıran, hatta onu politik bir araç olarak gören anlayışın giderek arttığı hususudur. Kanaatimce toplumsal anlamda en mühim konu da budur zira şiddetle mücadele edilirken böyle mühim bir hususu siyasi manevra alanı hâline getirmek kurumların yıpranmasına neden olduğu gibi, bu olguyu daha da zindeleştirmektedir. Bu anlayış şiddetin kendisini kadar tehlikeli, hatta şiddetin
bizzat kaynağıdır. Özellikle son dönemde bazı isimler ve olaylar sembolleştirilerek özellikle de sosyal medya aracılığıyla toplum nezdinde cezasızlık algısı yaratılmaya çalışılmaktadır. Yaratılan bu algı şu: "Siyaset kurumu birilerini korumakta, bunun neticesinde de ilgili şahıslar suç işlediklerinde de ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezmektedir." Medya vasıtasıyla yayılmaya çalışılan bu algı şiddeti beslemekte, kurumları zedelemektedir; bunun kimseye bir faydası yoktur. Unutulmamalıdır ki bu algıya aracılık etmek, genelleştirmek ve yaygınlaştırmak şiddetin kendisi kadar yıkıcı ve tehlikelidir. Toplumsal duyarlılığı olan, yüreğinde millet sevgisi taşıyan herkesin bu konuda çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz ay gerçekleştirdiğimiz grup toplantımızda bu konuda konuşmuş ve gerekli açıklamaları yapmıştır. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, milletimizin güvenliği için tüm kurumlar üzerine düşeni fazlasıyla yapacaktır, kimsenin bu konuda en ufak bir endişe duymasın.
Değerli Komisyon üyeleri, Bakanlığımız şiddetle mücadelenin en önemli iki hususu olan kadın ve çocuklar konusunda önemli çalışmalar yürütmektedir. İlk olarak benim de üzerinde hassasiyetle durduğum şiddet mağduru çocukların korunması hususudur. Bakanlığımız uhdesinde bu konuda hizmet veren ve kısa adı "ÇODEM" olan çocuk destek merkezi sayısı bu yıl eklenen 20 yeni merkezle birlikte 40'a çıkmıştır. Bu merkezlerde yaklaşık 10 bin çocuk koruma altına alınmıştır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda yürütülen bir diğer çalışma ise, Kadın Destek Uygulaması (KADES)'tir. Dijitalleşmeyle birlikte bu uygulamanın daha etkin biçimde kullanılabilmesi için önemli adımlar atılmıştır. Yapay zekâ destekli analizler sayesinde tehtit seviyesine göre otomatik risk sınıflandırma sistemleri kurulmuş, uygulama akıllı saat ve diğer giyilebilir teknolojilerle uyumlu hâle getirilmesi için çalışmalar başlatılmıştır.
Değerli milletvekilleri, üzerinde durmak istediğim bir diğer önemli husus ise uyuşturucuyla mücadeledir. Bu konudaki saha çalışmaları dünya genelinde uyuşturucu kullanımının arttığını, kullanım sayısının düştüğünü göstermektedir. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezinin verilerine göre Avrupalı yetişkinlerin neredeyse dörtte 1'inin en az bir kere uyuşturucu kullandığını aktarılmaktadır. Bu, oldukça ürkütücü bir rakamdır. Bakanlığımız bu büyük tehlikenin önlenmesine yönelik, uyuşturucu tacirlerine yönelik sayısız operasyon düzenlemiş, bu operasyonlarda 200 tona yakın uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. Bu zehirlerin daha Türkiye'ye girmeden tespit ve imhası son derece elzemdir. Bu nedenle, sınır kapılarında ve gümrüklerde kullanılan teknolojik cihazlar özellikle narkotik tespitinde başarı oranını yüzde 85'e çıkarmış, uyuşturucu trafiği önemli ölçüde engellenmiştir. Bakanlığımız ayrıca çocuklarımızı korumak, gençlerimizi bu illetten uzak tutmak adına yürüttüğü proje kapsamında bu yıl içerisinde 81 ilde valilikler aracılığıyla annelerin katıldığı seminerler düzenlemiş ve farkındalık çalışması yürütmüştür.
Bakanım, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken Kırşehir'e dair bir bir talepte bulunmak istiyorum: İlimizin coğrafi konum ve ulaşım kolaylığı gibi avantajları özellikle öne çıkmaktadır. Bu bağlamda Kırşehir'in bir polis eğitim ve kongre merkezi kazanmasını talep ediyoruz. Böyle bir merkezin kurulması hem polis teşkilatımızın eğitim ihtiyaçları hem de bölgesel kongre ve toplantılar için önemli bir altyapı sağlayacaktır.
2025 yılı İçişleri Bakanlığı bütçemizin ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bütçemizin hazırlanmasında emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.”