Ahi kültüründe ve yaşamında uzak bir toplum var önümüzde.
Bugün Ahi ahlakı, kültürü, yaşam felsefesi nedir bilen var mı?
Bilen varda hayatında ahlakında uygulayan var mı?
Her sene olduğu gibi ülke genelinde ve ilimizde Ahi kutlamaları olacak.
Davullu, zurnalı çalgılı, çengili, Ankara Caddesi, Terme Caddesi gezilecek.
Ahi Kaftanı üzerine giyilip bir hafta ahi olunacak öyle mi?
Öyle elbiseyle, kaftanla, cüppeyle, sarıkla bağlamakla ahilik olunmuyor.
Ahilik bir yaşam biçimi olduğu unutturuluyor, unutuluyor.
Ahilik kutlamaları başladı, meydanlar süsleniyor, programlar paylaşılıyor.
Her yıl olduğu gibi devlet erkânın sahiplendiği kutladığı bir bayram olacak gibi.
Esnafın kenarda kaldığı protokolün önde olduğu bir kutlama.
Ahi teşkilatı nasıldı?
O günün koşularında nasıl bir ahlak üzerineydi.
İslam ahlakıyla şereflenmiş bir teşkilat geçen zaman içerisinden yok edildi.
Bugün ahlakı yok olan Ahilik yaşatılmak isteniyor.
İslam, hayatın her alanında olduğu gibi, ticari alanda bizi sorumlu tutmakta.
Ticaret hayatında da ahlaklı olmamızı emretmektedir.
Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartmamızı emrediyor.
Adil, adaletli yönetmemizi istiyor.
Ticaret erbaplarına, yönetici kadrolara ölçüyü ve tartıyı tam yapmasını emrediyor.
Bu gün hangi esnaf ve yöneticiler bu kural uymakta dersiniz.
Fert ve toplum olarak Müslümanların çarşı ve pazarda, her türlü ticari, iktisadi ve siyasi münasebetlerde bu kaideyi tatbik etme ve ettirme mesuliyetleri vardır.
Çünkü insanlar arasında güven, huzur ve barışın sağlanması, toplumda refahın artması için buna zaruri ihtiyaç vardır.
Ölçü ve tartıya dikkat edenler, hem insanlar yanında sevgi ve saygı görürler, hem Allah nezdinde makbul bir kul olurlar.
Toplum hâlinde yaşamak, bütün insanlar için âdeta bir zorunluluktur. Toplumların da birbirleriyle en çok ilişkide oldukları durum, alış veriş durumudur.
Her insan, alış veriş yapacağı kişilerde en fazla dürüstlük, güven ve güler yüz bekler.
İslam'ın bu ve benzeri ahlâk kurallarını esnaflar arasında sistemleştiren esnaf teşkilatının adıdır ahilik.
Konulmuş ilkelere bağlı kalmayanlar, bu teşkilata alınmaz, alınmış ise derhâl teşkilattan atılır.
Toplum olarak hepimizin yakındığı ve endişe duyduğu konu, alışverişlerimizde aldanma, aldatılma korkusudur.
Bu yüzden olacak ki, pazarlara çıktığımızda, tezgâhın önü ile arkasını kontrol etmek, aldığımız ürünü tek tek elden geçirmek ihtiyacını duyarız.
Çünkü daha öncesinden ağzımız yanmıştır.
Ey Allah’ın kulları;
"Ölçüyü tam tutun, eksik verenlerden olmayın."
" Doğru terazi ile tartın."
"İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın, bozgunculuk yaparak yeryüzünde karışıklık çıkarmayın." (Şuara 181-183) şeklindeki uyarılarına kulak asmayan adı Ahi kendi kapitalistler görmekteyiz.
Bu nedenle hem satıcılar hem de alıcılar olarak, Kur'an ve sünnet ışığında sistemleşen Ahilik prensiplerine dönmek zorundayız.
Dönmeliyiz ki, toplum fertleri olarak birbirimize güvenelim ve muhabbetle kucaklaşalım.
Rabbim cümlemizi İslam'ın ahlâk kurallarını tam yaşayanlardan eylesin! Yazımızı örnek bir kıssayla noktalayalım.
Hz. Ömer Medine sokaklarında akşam gezerken duvarın ardından bir konuşma duyar:
“Kızım, süte su kattın mı?
Hayır, anne, Ömer “Süte su katmayın!” demedi mi?
Ömer nereden bilecek, sen kat kızım.
Kız demiş ki:
Ömer görmezse, bilmezse Allah’ta mı görmez, bilmez anne!” Demiş.
Özellikle her hareketimizle örnek teşkil ettiğimiz bu toplumda, ticaret anlayışımız siyasi yaşayışımız dürüst olmalı ve İslam’ı temsil ettiğimizi unutmamalıyız.